Arama sonucunda " Helal " kelimesi geçen 41 ayet meali bulundu.
(Şimdi) sen bu şehirde güvende olmasan bile![*] _____________________ [*] “Hill (الحل)”, canı helâl (el-Ayn) yani can güvenliği yok, anlamındadır. Mekke herkes için can ve mal güvenliğinin olduğu bir yer iken (Bakara 2/125, İbrahim 14/35, Kasas 28/57, Ankebut 29/67) Muhammed aleyhisselamı hapsetme, öldürme veya sürgün etme konusunda Mekkeli müşrikler kararlıydı (Enfal 8/30). Ayet bu durumu anlatmaktadır.
Allah (gereksiz yere Allah’ın haram etmediğini / yasak kılmadığını kendinize haram kılarak ettiğiniz) yeminlerinizi bozmayı (bozduğunuz için kefâret ödemeyi) size meşrû / helâl kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O bilir / bilen ve doğru hüküm / isâbetli karar verendir.
EY NEBÎ! Eş ve (sorumluluklarını üzerine aldığınız / geçimlerini üstlenerek ehlinin / ailenin arasına katıp) kanatların altında olan kadınlar; sözlerinden / uyarılarından rahatsız olacak diye, Allah’ın sana (söylemen / uyarman gereken konuları) helâl (meşru / yasal / uygun / mübâh) kıldığı / izin verdiği hâlde, sen niçin kendine haram ediyorsun / yasaklıyorsun / vazgeçiyorsun![*] (Her … Devamını oku
EY İMAN EDENLER! Mümin kadınlar muhacir (hicret etmiş) olarak size geldiklerinde onları[n gerçeklerini yani sizin yanınıza niçin geldiklerini açığa çıkarmak için] imtihan[1] edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz (imtihan neticesinde) onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü Allah’a teslim olmuş hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfir[erkek]ler de Allah’a teslim olmuş … Devamını oku
İnsanların mallarından fazlaca alayım diye verdiğiniz riba[1] Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz Zekât’a gelince; işte bunu böyle yapanlar (Allah katında) kat kat artıranlardır / verdiklerini kat kat fazlasıyla bulanlardır! ______________________ [1] Bakara 275’te: “Riba yiyenler kıyâmet günü ancak şeytan çarpmış gibi kalkarlar. Bu onların zaten riba alım satım gibidir demelerindendir. Oysa Allah alım … Devamını oku
Dün onun yerinde olmayı temenni eden kimseler başladılar şöyle demeye: “Demek ki Allah; kullarından dilediği kimse için rızkı[1] açıp genişletir ve daraltıp kısar da!.. Allah bize lütfetmiş olmasaydı bizi de yerin dibine batırırdı. Demek ki; gerçekten de kâfirler / hakikati gizleyenler mutlu / huzurlu ola- mazmış! ______________________ [1] Rızık, Mal, Servet; bunlar ayrı ayrı kavramlardır. … Devamını oku
Mümin kadınlara da söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ırzlarını / iffetlerini korusunlar. Zorunlu olarak / kendiliğinden görünenler[1] dışında ziynetlerini (maddi ve manevi takılarını / süslerini) göstermesinler. (Başlarına örttükleri) örtülerini[2] göğüslerinin / yakalarının üzerine kadar salsınlar. Takılarını kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, üvey oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, Allah’a teslim olan kadınlardan, mâlik … Devamını oku
BU BÖYLE! Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında, bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının.
Dillerinizin yalan yere nitelemesinden dolayı, “Şu helaldir, şu haramdır” demeyin. O zaman, Allah’a karşı iftira atmış olursunuz. Şüphesiz ki, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa ulaşamazlar / eremezler.
Onun gücü / hâkimiyeti sadece kendisini veli / dost edinenleredir. O kimseler ki; (tağutu / şeytanı / şeytanın haramı helâl, helâli haram kılan din adamlarını, cemaat önderlerini) O’na ortak koşarlar!
Allah’ın bıraktığı helal şeyler, sizin için daha hayırlıdır, eğer inananlar iseniz! Ben sizin üzerinize gözetici değilim.”
Dediler ki: “Senin kızlarında/ümmetinin kadınlarında bizim için bir hak[1] olmadığını bilirsin! Sen bizim ne istediğimizi çok iyi bilirsin!” ______________________ [1] Sapkın bir topluluk oldukları için helâl ve temiz yoldan evlilik ile gelişen bir ilişkiden yana olmadıklarının bir ifadesidir. (Bkz. Hud 78. ayet dipnotu). Zaten ulusça yok edilmelerinin, azaba uğratılmalarının sebebi de budur.
De ki: “Allah’ın size rızık olarak indirdiği şeyleri gördünüz mü? Bir kısmını haram, bir kısmını helal saydınız.” De ki: “Allah mı size izin verdi? Yoksa, Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”
Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir İlâh / Otorite yoktur. Ben ancak O’na tevekkül[1] ediyorum / sığınıyorum. O yüce Arşın sahibidir.” ______________________ [1] Tevekkül: Kur’an’daki bilgi, emir ve yasakların gereklerini yerine getirdikten sonra, serbest (helal) bırakılan işlerle uğraşarak dinlenmek, huzurlu olmak, kaygı ve şüphelerden uzak durarak, Allah’ın izni olmadan bir … Devamını oku
Haram ayları ertelemek, ancak inkârda daha da ileri gitmektir, ki bununla inkâr edenler sapar. Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına denk düşürmek ve böylece Allah’ın haram kıldığını helâl kılmak için, haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslü görünüyor. Allah inkârcı toplumu doğru yola iletmez.
Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah; çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Onlar ki; Ümmî[1] Nebi olan bu Elçi’ye ittiba ederler/tâbi olurlar/Elçi’nin ayak izini takip ederler, (onun özellikleri) yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı olan![2] O Rasûl onlara iyiliği emreder/iyilikle söyler, onları kötülüklerin oluşmasından önce engellemeye çalışır. Temiz şeyleri onlara helâl sayar ve pislik[olan şey]leri onlara haram kılar.[3] Üzerlerindeki ısr’ı/ağırlıkları[4] kaldırıp atar ve sırtlarındaki prangaları/zincirleri kırar.[5] Ona inananlar (onu) … Devamını oku
Size ne oluyor; Allah’ın helal kıldığı şeylerden niçin yemiyorsunuz? O, size haram kıldığı şeyleri açıklamıştır. Çaresiz kalarak kendisini yemek zorunda kaldıklarınız hariç! Şüphesiz, birçokları bilgisizce arzularına uyarak sapıyorlar. Şüphesiz Rabbin, sınırı aşanları en iyi bilendir.
ÖYLEYSE, Allah’ın helal kıldığı şeylerden yiyin, eğer O’nun ayetlerine inananlar iseniz!
Sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere, deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız, Allah’a karşı gelmekten sakının.
Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helâl, iyi ve temiz olanlarından yiyin ve inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.
Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.
Yanlarında içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden[*] yüz çeviriyorlar? İşte onlar, inanmış değillerdir. ______________________ [*] Maide 41, 42 ve 43. Ayetlerdeki yıldızlı dipnotlar: Hüküm verme ile hüküm koyma karıştırılmamalıdır. Hükmü koyan, hüküm sahibi yalnız Allah’tır. Bir problem/olay esnasında, o problemi/olayı çözüme kavuşturarak karara bağlamaktan … Devamını oku
Onlar yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet.[*] Çünkü Allah âdil davrananları sever. ______________________ [*] Maide 41, 42 ve 43. Ayetlerdeki yıldızlı dipnotlar: Hüküm verme ile hüküm koyma karıştırılmamalıdır. Hükmü … Devamını oku
EY RASÛL! Kalpten inanmadıkları hâlde ağızlarıyla: “İnandık” diyenler (münafıklar) ile Yahudi mezhebi mensuplarından küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler. Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra, yerlerini değiştirir ve şöyle derler: “Eğer size şu hüküm verilirse onu tutun. O verilmezse sakının.” Allah kimin (suçluların) azaba uğramasını … Devamını oku
Bugün size temiz ve güzel şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlarla ve daha önce kendilerine kitap verilen (Museviyim, İseviyim diyen Mümin) iffetli kadınlarla mehirlerini (evlilik hediyelerini) vermeniz kaydıyla evlenmek; zina etmemeleri ve gizli dost[*] tutmamaları şartıyla size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri … Devamını oku
(EY MUHAMMED!) Sana, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: “Size temiz ve güzel olan şeyler, bir de Allah’ın size verdiği yeteneklerle eğitip alıştırdığınız avcı hayvanların tuttuğu (avlar) helâl kılındı. Onların sizin için tuttuklarından yiyin. Onu (av için) salarken üzerine Allah’ın adını anın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hesabı çabuk görendir.
EY İMAN EDENLER! Allah’ın işâretlerine[1] (ibadet yerlerine), savaşın haram olduğu aya, (beslenmeniz ve Kâbe’yi ziyarete gelenler için kesilecek) kurbana, (bu kurbanlıklara takılı) gerdanlıklara[2] ve de Rab’lerinden bol nimet, hoşnutluk isteyerek Kâ’be’ye gelenlere, sakın saygısızlık etmeyin.[3] İhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan (Kâbe’den) alıkoydular diye,[4] birtakım kimselere beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. … Devamını oku
O zamanda yaşamış Yahudiyim diyenlerin zalimlikleri ve çoğu kimseleri Allah yolundan çevirmeleri sebebiyle önceleri kendilerine helal kılınmış birçok temiz ve hoş nimetleri haram ettik. ______________________ YAHUDİLİK ~ Musa as.’ın arkasından gidenlerin dini değil, gitmeyenlerin dinidir. HRİSTİYANLIK ~ İsa as.’ın arkasından gidenlerin dini değil, gitmeyenlerin dinidir. SÜNNİLİK-ŞİİLİK ~ Muhammed as.’ın arkasından gidenlerin inancı değil, İslam adına … Devamını oku
Evli kadınlarla evlenmek kesin haram kılındı.[1] Ama evli olduğu hâlde hakimiyetiniz/egemenliğiniz altına girmiş olan (savaş esiri kadınlar) ile evlenebilirsiniz.[2] (Bunlar) üzerinize Allah’ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalan iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla; mallarınızla (evlilik hediyelerini vermeniz şartıyla) istemeniz size helâl (serbest) kılındı.[3] Eşinizden (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık, sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini/evlilik hediyelerini verin.[4] … Devamını oku
EY İMAN EDENLER! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. (Ayrıca boşanmayı gerektiren) açık bir hayasızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da, Allah (sizin için) onda pek çok hayır yaratmış olur.
(KANUNLAR nezdinde rüştünü ispat etmiş) yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp / karıştırıp yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır.
TEVRAT indirilmeden önce, İsrail’in (Yakub’un) kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına / Yakub’un soyundan gelenlere helâl idi. De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat’ı getirip okuyun.”
“Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik edici / doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize (nübüvvetin belgelerini) de getirdim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
Riba / faiz[1] yiyenlerin durumu, şeytanın çarptığı / kandırıp aklını çeldiği kimselerden bir farkı yoktur. Bu onların; “Alım satım da faiz / riba gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alım satımı helâl, ribayı / faizli işlemi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden / Sahibinden bir öğüt gelir de (o öğüde uyarak) faizden / ribadan vazgeçerse artık … Devamını oku
Eğer erkek karısını (üçüncü kez boşama davası açarak) bir daha boşarsa bundan sonra artık bir başka kocayla (gerçek bir evlilik yaparak)[*] nikâhlanmadıkça ona (geri dönüp nikâh yapması) helâl / caiz / serbest olmaz.[*] (Son nikâhlandığı kocasıyla da evliliklerini gerçek anlamda yürütemeyip) boşandığı takdirde onlar (kadın ile önceki kocası); Allah’ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine … Devamını oku
(DÖNÜŞ yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası ya iyilikle geçinmek ya da güzellikle bırak[ayrıl]maktır. (Evlilikte) tarafların Allah’ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri dışında kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız sizin için helâl olmaz. Eğer onlar Allah’ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz o zaman kadının (boşanmak için) bedel vermesinde ikisine de günâh (vebâl / sorumluluk) … Devamını oku
BOŞANMIŞ kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, onlara helal olmaz. (Bu kadınlar) eşleri ile bu süre içinde barışmak isterlerse, bu durumda onları geri almaya (eşleri) öncelik sahibidir. Kadınların yükümlülükleri kadar meşrû hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece, … Devamını oku
SANA, kadınların hayzından/aybaşı halinden sorarlar. De ki: “O bir ezâdır/rahatsızlıktır. Onun için, hayızda/aybaşı halinde kadınlardan ayrı durun, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın! İyice temizlendiklerinde, Allah’ın size helâl/serbest kıldığı yerden onlara yaklaşın. Gerçekten Allah çokça tövbe edenleri/günahtan dönenleri sever ve çokça temizlenenleri (kendini geliştirenleri) de sever.
ORUÇ GECESİNDE eşlerinize yaklaşmak size helal kılındı. Onlar size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah kendinizi aldatmakta olabileceğinizi bildiği için tövbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için izin vereceği şeyi dileyin. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (yani tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin için. Sonra da akşama kadar orucu … Devamını oku
EY İNSANLAR, yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin. Şeytanın (ve ona uyanların) adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık saldırgan bir düşmandır.