HACCI ve Umreyi Allah için tamamlayın![1] Eğer (hac ve umre için) engellenirseniz, gücünüzün yeteceği bir hedy (hacıların harem bölgesinde kestiği / kurban bayramında kesilecek kurbanı) yollayın. Hedy’in mahilli[2] (kurban kesim vakti veya kurban kesim yerine) erişinceye kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden kim hasta veya başından rahatsız olursa, ona oruçtan yahut sadakadan veyahut kurbandan fidye vardır. (Hac ve umre için) bir engel kalmadığı zaman; hacdan önce umre yapacak kimse, gücünün yettiği cinsten (Kâbe’ye Hac zamanı gelenlere ziyafet vermek için) bir kurban kessin! Kim de buna imkân bulamaz / güç yetiremezse; hacta üç, döndüğü zaman da yedi gün oruç tutar. Bunlar tam on gündür. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da ikâmet etmeyen içindir. Allah’tan korkun! Bilin ki Allah’ın azabı şiddetlidir.[3]
______________________
[1] Bu ayet indiğinde hac ve umre yapanların eksik bıraktıkları görev sa’y idi. Burada emredilen, o görevin mutlaka yapılmasıdır. Cahiliye Arapları, Safa ile Merve tepelerine İsaf ve Naile adında iki put koymuştu. Müslümanlar bu yüzden sa’yi terk ettiler (İbn-i Hacer el-Askalânî, Feth’ul-Bârî Şerhu Sahîh’il- Buhârî). Bu ayet, sa’yin o putlarla bir ilgisinin olmadığını bildirmektedir. “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın” Bakara 2/196 ‘da geçen: “HACCI ve Umreyi Allah için tamamlayın” emri de sa’yi terk etmenin, bu iki ibadet için eksiklik olduğunu, mutlaka yapılması gerektiğini yani haccın ve umrenin birer farzı olduğunu bildirmiştir.
[2] Hedy, hacıların harem bölgesinde kestiği kurban bayramı kurbanıdır. Mahill, kesim vakti veya kesim yeri demektir. Hedyin kesim yeri harem bölgesi, kesim vakti de kurban bayramı günleridir (Hac 22/28). Harem bölgesine girmek için bir engel çıkarsa yanında kurbanı olanlar, onları harem dışında kesilebilirler. Nitekim Mekke’ye girmesi engellenen Nebimiz ve yanında kurban olan ashabı, kesme zamanı gelince kurbanını Hudeybiye’de kesmişlerdir (Fetih 48/25). Bu da gösteriyor ki bu ayetteki mahill, kesme yeri değil kesme zamanıdır.
[3] Çetin, ayetteki ( شديد = şedîd )in karşılığıdır. Şedîd, ‘güçlü bağla bağlı’ anlamındadır. Allah, vereceği cezayı, kulunun suçuna bağlamıştır. (En’âm 6/160)