İNSANLAR tek bir uygarlıktı / toplumdu! Allah müjdeciler ve uyarıcılar olarak Nebiler gönderdi ve berâberlerinde insanların anlaşmazlığa / ihtilâfa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm / karar vermek üzere kitapların içinde, insan hak ve özgürlüklerini bildirdi. Kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler aralarındaki ihtirâs / kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah (Nebisine) bildirdiklerine iman edenleri kendi izniyle onların tartışıp durduğu gerçeklere ulaştırdı. Allah yola gelmek isteyeni doğru yola ulaştırır.
Bakara 213
Bağlantılı Ayetler: 4/163 4/164 4/165
« Bakara 212 | Bakara 213 | Bakara 214 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | kane | idi | كَانَ |
2 | n-nasu | insanlar | النَّاسُ |
3 | ummeten | ümmet | أُمَّةً |
4 | vahideten | bir tek | وَاحِدَةً |
5 | febease | sonra gönderdi | فَبَعَثَ |
6 | llahu | Allah | اللَّهُ |
7 | n-nebiyyine | nebileri | النَّبِيِّينَ |
8 | mubeşşirine | müjdeciler | مُبَشِّرِينَ |
9 | ve munzirine | ve uyarıcılar olarak | وَمُنْذِرِينَ |
10 | ve enzele | ve indirdi | وَأَنْزَلَ |
11 | meahumu | onlarla beraber | مَعَهُمُ |
12 | l-kitabe | Kitabı | الْكِتَابَ |
13 | bil-hakki | hak olarak | بِالْحَقِّ |
14 | liyehkume | hükmetmek üzere | لِيَحْكُمَ |
15 | beyne | arasında | بَيْنَ |
16 | n-nasi | insanlar | النَّاسِ |
17 | fima | (konularda) | فِيمَا |
18 | htelefu | anlaşmazlığa düştükleri | اخْتَلَفُوا |
19 | fihi | onda | فِيهِ |
20 | ve ma | ve | وَمَا |
21 | htelefe | anlaşmazlığa düştü(ler) | اخْتَلَفَ |
22 | fihi | o(Kitap hakkı)nda | فِيهِ |
23 | illa | dışında | إِلَّا |
24 | ellezine | kendilerine | الَّذِينَ |
25 | utuhu | (Kitap) verilmiş olanlar | أُوتُوهُ |
26 | min | مِنْ | |
27 | bea'di | sonra | بَعْدِ |
28 | ma | مَا | |
29 | ca'ethumu | kendilerine geldikten | جَاءَتْهُمُ |
30 | l-beyyinatu | açık deliller | الْبَيِّنَاتُ |
31 | begyen | sırf kıskançlıktan ötürü | بَغْيًا |
32 | beynehum | aralarındaki | بَيْنَهُمْ |
33 | fe heda | bunun üzerine iletti | فَهَدَى |
34 | llahu | Allah | اللَّهُ |
35 | ellezine | kimseleri | الَّذِينَ |
36 | amenu | iman eden | امَنُوا |
37 | lima | لِمَا | |
38 | htelefu | ayrılığa düştükleri | اخْتَلَفُوا |
39 | fihi | kendisinde | فِيهِ |
40 | mine | مِنَ | |
41 | l-hakki | gerçeğe | الْحَقِّ |
42 | biiznihi | kendi izniyle | بِإِذْنِهِ |
43 | vallahu | Allah | وَاللَّهُ |
44 | yehdi | iletir | يَهْدِي |
45 | men | kimseyi | مَنْ |
46 | yeşa'u | dilediği | يَشَاءُ |
47 | ila | إِلَىٰ | |
48 | siratin | yola | صِرَاطٍ |
49 | mustekimin | doğru | مُسْتَقِيمٍ |