İşte bu yol (sırat-ı müstakim / dosdoğru olan) Allah’ın rehberlik / hidâyet yoludur. O bununla kullarından dilediğini[1] (seçtiği nebi ve elçisini) hidâyete iletir. Ama eğer onlar ortak koşsalardı; yapmış oldukları şeyler bir hiç olup boşa giderdi.
______________________
[1] Allah insanlardan dilediğini Nebi / Rasûl / Elçi seçer / yapar ve direkt / doğrudan hidâyete iletir. Hani: “Allah risâletini / elçiliğini kime vereceğini daha iyi bilir!” (En’am 124) Şeklinde gelen ayete dikkat edilirse, bu ayet gelmeden önce Muhammed as.’ın dönemindeki kelli felli insanlar muhtemelen: Neden bize değil de ona verildi, diye itirazda bulunmuş olmalılar ki, Allah ta bu ayetini göndermiş. Nübüvvet ve Risâlet kesinlikle ve kesinlikle Allah’ın dilemesi / seçmesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu görevler kulların / insanların elinde değildir. Ancak kullarının hidâyete ermesi, kavuşması meselesi ise insanların gayretine tabidir. Diğer insanlardan ise dileyenleri (doğru yola girmeyi isteyen, bu uğurda çalışan, gayret gösteren insanları) hidâyete iletir / kavuşturur.