Onların (müşriklerin), Kâbe’nin yanında kıldıkları namazları (ibadetleri / duaları) ıslık çalıp el çırpmak[*] gibi bir şeydir. Öyle ise (ey müşrikler), inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı.
_____________________
[*] Kur’an’ın üslûbu / özelliği, daha doğrusu özelliklerinden biri de İMA yoluyla anlatım yaparak insanların zihinlerini aktif hâle getirerek, akıllarını çalıştırmalarını murad etmesidir! İşte burada salatuhum kelimesi onların namazları olarak çeviriliyor / veriliyor, aslında bir sıkıntı yok. Şöyle de verilebilir onların salâtları olarak yani. Onların kıldıkları namazları diye gelseydi şöyle olur: akımüssalat ya da ikamessalat olarak geldiğinde Namazı gereği gibi (bilinen ritüellerle, rükünleriyle birlikte tas tamam) kılarlar, kılanlar anlamı verilirdi. Bugün ritüel olarak kılınan namazı anlarız.
Burada müşriklerin de Namaz kıldıklarını (Namaz İbadetini yerine getirdiklerini) görüyoruz. Bugün yok mu, elbette bugün de müşrikler namaz kılarlar. İşte Allah; onların o kıldıkları Namazlarının kabul görmediğini ifade etmek için: Sizin kıldığınız namaz, el çırpmak ve ıslık çalmaktan ibaret diyerek ima yoluyla kabul görmediğini ifade etmektedir.
İma yoluyla anlatımın sözlük anlamlarından ikisini örnek verelim;