VE güneşi bir görseydin, doğduğu zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru dokunarak giderdi. Ve onlar mağaranın genişçe bir odası içinde idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerinden / işaretlerinden biriydi! Allah; doğruyu dileyenleri / isteyenleri / tercih edenleri doğru yola ilettiğinde işte o kimse doğru yolu bulmuştur. Sapıklığı isteyenleri / dileyenleri / tercih edenleri de sapıklıkta bıraktığında kesinlikle ona doğru yolu gösteren bir dost bulamazsın.
Kehf 17
Bağlantılı Ayetler: 4/115 6/153
« Kehf 16 | Kehf 17 | Kehf 18 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | ve tera | ve görürsün | وَتَرَى |
2 | ş-şemse | güneşi | الشَّمْسَ |
3 | iza | zaman | إِذَا |
4 | taleat | doğduğu | طَلَعَتْ |
5 | tezaveru | eğiliyor | تَزَاوَرُ |
6 | an | عَنْ | |
7 | kehfihim | mağaralarından | كَهْفِهِمْ |
8 | zate | ذَاتَ | |
9 | l-yemini | sağa doğru | الْيَمِينِ |
10 | ve iza | ve zaman | وَإِذَا |
11 | garabet | battığı | غَرَبَتْ |
12 | tekriduhum | onları makaslayıp geçiyor | تَقْرِضُهُمْ |
13 | zate | ذَاتَ | |
14 | ş-şimali | sola doğru | الشِّمَالِ |
15 | vehum | ve onlar | وَهُمْ |
16 | fi | içindedirler | فِي |
17 | fecvetin | bir dehlizin | فَجْوَةٍ |
18 | minhu | onun (mağaranın) | مِنْهُ |
19 | zalike | bu (durum) | ذَٰلِكَ |
20 | min | مِنْ | |
21 | ayati | ayetlerindendir | ايَاتِ |
22 | llahi | Allah'ın | اللَّهِ |
23 | men | kime | مَنْ |
24 | yehdi | hidayet verirse | يَهْدِ |
25 | llahu | Allah | اللَّهُ |
26 | fe huve | o | فَهُوَ |
27 | l-muhtedi | yolu bulmuştur | الْمُهْتَدِ |
28 | ve men | ve kimi de | وَمَنْ |
29 | yudlil | sapıklıkta bırakırsa | يُضْلِلْ |
30 | felen | artık | فَلَنْ |
31 | tecide | bulamazsın | تَجِدَ |
32 | lehu | onun için | لَهُ |
33 | veliyyen | bir dost | وَلِيًّا |
34 | murşiden | yol gösteren | مُرْشِدًا |