DAHA önce kendilerine; “(Savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı[*] kılın, zekatı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş izni yazılınca hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan Allah’tan korkar gibi hatta daha çok korkarlar ve: “Ey Rabbimiz! Niçin bize savaş iznini yazdın (elçi ile tebliğ ettin?) Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size zerre kadar haksızlık edilmez.”
______________________
[*] Salatı ikâme etmek/Namaz ibadetini eda etmek KUR’AN’DA VAR MI, diyerek acaba inandığını söyleyenler kimi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadırlar?!
Dinde tek ŞARİ/HÜKÜM KOYUCU Allah’tır!
Allah Kitabında Namaz ile ilgili detayları açıklamamış, Nebisine mi bırakmış?!
Bu tartışmalara mahâl vermeyecek şekilde Kur’an’da Salat Kavramı, Namaz İbadeti ta ilk Nebi Hz. Adem as.’dan İbrahim as.’a kadar uygulanagelmiş bir ibadet tarzıdır.
Muhammed as. Nebi/Rasûl olarak seçildiğinde de ayetler ile sabittir: «Sonra da sana vahyettik: “Allah’ı birleyerek/hanif olarak İbrahim’in milletine/dinine uy! O, ortak koşanlardan değildi/olmadı!”» (Nahl: 123)
Muhammed Nebi as. cahiliyye toplumunda da asla şirk koşanlardan olmadı. O; Atası İbrahim gibi haniflerdendi. İçinde yaşadığı toplumun içinde de hanif olup Salatı ikâme eden/Namaz ibadetini yerine getiren HANİF/DİNDAR insanlar vardı.
Hatta müşriklerden bazıları da Salatı ikame/Nemazı eda ediyorlardı. Ancak Allah; onlar kendisine şirk koşarak inandıkları için ibadetlerini: “Onların kâbe’deki salatları/namazları el çırpmak ve ıslık çalmaktan ibarettir diyerek değersizleştiriyordu. Yani izzeti dergâhında kabul etmediğinin işaretiydi bu anlatımı.
Sonuç itibariyle: Allah, ta Adem’den Muhammed as.’a kadar uygulanagelen SALAT/NAMAZ EMRİNİ ne diye detaylıca anlatsındı?!
Ayrıca Kâbe, Allah’ın emriyle İbrahim as. tarafından yeniden ortaya çıkarılıp inşa edilmişti. Muhammed as. zamanında da bütün dünyadan Müslümanlar Hac ve Umre için geliyorlardı. Orada Nebi Muhammed as.’ı ve Arkadaşlarının SALATINI/NAMAZINI eda edişlerini bizzat uygulamalı olarak görüp geldikleri bölgelere fiili olarak gösterip öğretiyorlardı.
Lütfen bu konuyu bir tefekkür edin, düşünün olur mu?!