Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
(Rahman sıfatıyla bütün İnsanlara merhametiyle muamele eden ve Rahim sıfatıyla da bütün Müslümanlara rahmetiyle davranıp lütfu geniş olan Allah ın adıyla)

Mümtehine 1

EY İMAN EDENLER! Bana ve size düşmanlık yapanları dost/veli/yönetici edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen gerçeği inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah’a inandınız diye, elçiyi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben izin verdiğim için, size saldıranlara karşı cihat etmek için çıktıysanız; (o halde niçin) onlara sevgi gösterip, sır (askeri birliklerin hareketi hakkında bilgi) veriyorsunuz?! Oysa Ben, sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan uzaklaşmıştır.

______________________
[*]  Burada Mümtehine 1.’nci ayeti de hatırlamakta fayda var. Benim anlayışıma göre bu ayetten yola çıkarak (çünkü bu ayette işaret var) ihtihbari/casusluk olaylarına, diye düşünüyorum. Muhammed as.’ın eşine ya da Nebi’nin kanatları altında olanlardan istihbarat/bilgi/söz alıp düşmanlara götürülmekteydi.

Mümtehine 2

Şayet onlar sizi ele geçirirlerse size düşman olurlar, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar ve inkâr etmenizi arzu ederler.

Mümtehine 3

Yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Mümtehine 4

İBRAHİM’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için, güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine: “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret oluşturdunuz” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in babasına: “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka! Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak Sana dayandık, içtenlikle yalnız Sana yöneldik. Dönüş de ancak Sanadır/Senin huzurunadır.”

Mümtehine 5

“Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin zulmüne uğratma! Bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Şüphesiz Sen mutlak güç sahibisin, doğru hüküm / isâbetli karar verensin.”

Mümtehine 6

Andolsun, onlarda (İbrahim ve beraberindekilerde) sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.

Mümtehine 7

OLA Kİ Allah sizinle, düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi koyar. Allah hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Mümtehine 8

Allah iman ettiğiniz için sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara adil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah adil davrananları sever.

Mümtehine 9

Allah iman ettiğiniz için sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost/veli edinmekten men eder. Kim onları veli/dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Mümtehine 10

EY İMAN EDENLER! Mümin kadınlar muhacir (hicret etmiş) olarak size geldiklerinde onları[n gerçeklerini yani sizin yanınıza niçin geldiklerini açığa çıkarmak için] imtihan[1] edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz (imtihan neticesinde) onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü Allah’a teslim olmuş hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfir[erkek]ler de Allah’a teslim olmuş hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. (Kadınlar aldıkları mehri geri vererek boşanma haklarını kullanabilirler). Mehirlerini verdiğiniz takdirde bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. (Ey müminler) müşrik eşlerinizin nikâhlarına tutunmayın. Onlara harcadığınız mehri isteyin. Kâfirler / gerçeği gizleyip inkâr edenler de istesinler. Bu Allah’ın hükmüdür. O aranızda hüküm veriyor. Allah bilen ve doğru hüküm / isâbetli karar verendir.

______________________
[1] Buradan şunu anlamak mümkün: Allah kullarının gerçeğini bildiği için onları imtihana tabi tutmaz, onların gerçeğini birbirleri görsün diye bir vesile ile açığa / ortaya çıkarır. Ancak kullar birbirlerini aldatılmamak, dolandırılıp kandırılmamak için imtihana tabi tutabilirler; bu ayette bu konuya işaret vardır!

Mümtehine 11

Eşlerinizden kâfirlere kaçmış olanlar olabilir. Saldırgan kâfirlerle savaşmak zorunda kalır, yener ve ganimet alırsanız, onlardan (kâfirlerden) eşleri sizin tarafa kaçmış olanlar için, mehirlerini kocalarına iade edin. (Bizim eşlerimiz de sizin tarafa kaçmıştı, diye mazeret öne sürmeyin) ve inandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının.

Mümtehine 12

EY NEBİ! Mümin kadınlar; Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek (vatandaş olmak) üzere geldikleri zaman, biatlarını (vatandaşlıklarını) kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Mümtehine 13

EY İMAN EDENLER! Kendilerine Allah’ın azap edeceği, kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi, tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu, veli/dost edinmeyin.