EY NEBÎ! Eş ve (sorumluluklarını üzerine aldığınız / geçimlerini üstlenerek ehlinin / ailenin arasına katıp) kanatların altında olan kadınlar; sözlerinden / uyarılarından rahatsız olacak diye, Allah’ın sana (söylemen / uyarman gereken konuları) helâl (meşru / yasal / uygun / mübâh) kıldığı / izin verdiği hâlde, sen niçin kendine haram ediyorsun / yasaklıyorsun / vazgeçiyorsun![*] (Her şeye rağmen üzülme) Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
______________________
[*] Hüküm konusunda helâl ve haram kılma / koyma yetkisi yalnızca Allah’a aittir. Nebi de olsa, hiç kimse helâl ve haram kılma yetkisine sahip değildir.
Burada aynı zamanda Allah: Ey Nebi, senin haramı helâl, helâlı haram kılma yetkin yok ki, kendine zulmediyorsun?! Sen biz ne diyorsak ona uy; Bizim helâl kıldığımızı helâl, haram saydığımızı da haram bilerek dikkat etmen yeterli! Dolayısıyla bu ayet ile hani müktesebatta Allah’ın Rasûlü için, onun da helâl / haram koyma yetkisi var, diye iddiada bulunurlar ya; işte bu ayet onların bu iddialarını çürütmektedir. En doğrusunu Allah bilir.