BÜTÜN bunlardan sonra (ey insanoğlu ve insankızı) eğer sen; sana indirdiğimizden (aktarılan/anlatılan yaşanmış gerçek kıssalardan/olaylardan) şüphedeysen[1] senden önce kitabı okuyan kimselere sor! Gerçek şu ki, Rabbinden sana gerçek bilgi geliyor. Sakın şüpheye düşenlerden olma![*]
______________________
[1] [*] 94 ve 95. ayetlere parantez içinde (ey insan) veya (ey insanoğlu ve insankızı)’nı koymasaydık, bugün için; “Sakın kuşkulananlardan, yalanlayanlardan, müşriklerden olma!” gibi hitaplar direkt Muhammed sav Nebiye/Peygambere yapılmış olarak algılanacaktı (ve kimse üzerine alınmayacaktı). Elbette ayetlerin ilk muhatabı Peygamberimizdir. Ancak biz bu anlamı (yani direkt Peygamber’i kasdedici anlamı) tercih etmedik. Aynı Surenin bkz. Yunus: 57-58. ayetlerine: “Ey insanlar!” hitabı vardır. 94-95. ayetlerin, 57-58. ayetlerden bağıntısı (bunlar arasındaki bağ) koparılırsa, -ki okuyanın 94-95. ayetllere geldiğinde 57-58. ayetlerle bağlantıyı kuramaması/koparması muhtemeldir-, o zaman hitabın direkt muhatabı Peygamber olarak anlaşılırdı ve anlaşılması da gayet doğaldı. Bu konuda Muhammed ESED şöyle demiştir: Oysa 94. ayette; “Sana indirdiğimizden şüphe içindeysen” ve 95. ayette: “Sakın Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan olma!” öğüdü, uyarısı gözönünde bulundurulursa bizce gerçeğe son derece aykırı gözükmektedir, çünkü açıktır ki; Allah tarafından Peygamber olarak seçilen birinin bu öğütle işaret edilen günaha düşmesi muhâldir/ihtilâflıdır/çelişkilidir. (Muhammed ESED, Kur’an Mesajı, Sh. 414, 115. dipnot).
Benim anlayışıma göre ise; Merhum Muhammed Esed’in bu görüşünü desteklemekle birlikte: Zikredilen ayetlerin dışında “Sakın kuşkulananlardan, şüpheye düşenlerden, onların seni şaşırtmalarından veya az daha seni kuşkuya, şüpheye düşüreceklerdi ya da daha ileri giderek; sakın müşriklerden, yalanlayanlardan olma, Allah’tan başkasına yalvarma, böyle yaparsan zalimlerden olursun!” vb. söylemler; Peygamber’in şahsında, inananlara eğitim-öğretim amaçlı hitap etmektedir, diye düşünüyorum. Ancak, Yüce Allah; direkt birinci şahsı muhatap alarak (sanki bunları yapan Peygamberiymiş gibi) bu incelikle uyarmaktadır/öğüt vermektedir! Yani: Ey insanlar, size bildirdiklerimiz tamamen gerçek bir ilimdir/bilgidir, velev ki siz; bu gerçeğin özünü/hikmetini kavrayamamış olsanız da sakın kuşkulananlardan, yalanlayıcılardan olmayın, denmektedir. Bkz. Hud: 62 ve diğerleri, ayrıca bu Surenin 39. ayeti görüşümüzü destekler. Ayetler üzerinde iyi düşünmemiz öğütlenmektedir.