MUSA tayin ettiğimiz vakit için kavminden yetmiş kişi seçip ayırdı. Onları bir sarsıntı tutunca; “Rabbim!” dedi: “Eğer dileseydin bundan önce onları ve beni helâk ederdin. İçimizdeki sefihlerin / beyinsizlerin günahları yüzünden bizi helâk mı edeceksin? Zaten o da Senin açığa çıkarmandan başka bir şey değildir. Böylece sapıklığı / yoldan çıkmayı tercih edip sapıklıkta / yoldan çıkmış hâl üzere bırakırsın, doğruluğu dileyene / tercih edene de yol gösterirsin. Sen bizim dostumuz / velimizsin. Bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın!
Araf 155
Bağlantılı Ayetler: 10/108 10/109 16/64 16/89 17/9
« Araf 154 | Araf 155 | Araf 156 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | vehtara | ve seçti | وَاخْتَارَ |
2 | musa | Musa | مُوسَىٰ |
3 | kavmehu | kavminden | قَوْمَهُ |
4 | seb'iyne | yetmiş | سَبْعِينَ |
5 | raculen | adam | رَجُلًا |
6 | limikatina | bizimle buluşma vakti için | لِمِيقَاتِنَا |
7 | felemma | ne zaman ki | فَلَمَّا |
8 | ehazethumu | onları yakalayınca | أَخَذَتْهُمُ |
9 | r-racfetu | sarsıntı | الرَّجْفَةُ |
10 | kale | (Musa) dedi ki | قَالَ |
11 | rabbi | Rabbim | رَبِّ |
12 | lev | şayet | لَوْ |
13 | şi'te | dileseydin | شِئْتَ |
14 | ehlektehum | bunları da helak ederdin | أَهْلَكْتَهُمْ |
15 | min | مِنْ | |
16 | kablu | daha önce | قَبْلُ |
17 | ve iyyaye | ve beni de | وَإِيَّايَ |
18 | etuhlikuna | bizi helak mı edeceksin? | أَتُهْلِكُنَا |
19 | bima | ötürü | بِمَا |
20 | feale | yaptıklarından | فَعَلَ |
21 | s-sufeha'u | bazı beyinsizlerin | السُّفَهَاءُ |
22 | minna | içimizden | مِنَّا |
23 | in | إِنْ | |
24 | hiye | bu (iş) | هِيَ |
25 | illa | başka bir şey değildir | إِلَّا |
26 | fitnetuke | senin imtihanından | فِتْنَتُكَ |
27 | tudillu | şaşırtırsın | تُضِلُّ |
28 | biha | onunla | بِهَا |
29 | men | مَنْ | |
30 | teşa'u | dilediğini | تَشَاءُ |
31 | ve tehdi | ve yol gösterirsin | وَتَهْدِي |
32 | men | مَنْ | |
33 | teşa'u | dilediğine | تَشَاءُ |
34 | ente | sen | أَنْتَ |
35 | veliyyuna | bizim velimizsin | وَلِيُّنَا |
36 | fegfir | bağışla | فَاغْفِرْ |
37 | lena | bizi | لَنَا |
38 | verhamna | ve bize acı | وَارْحَمْنَا |
39 | ve ente | ve sen | وَأَنْتَ |
40 | hayru | en iyisisin | خَيْرُ |
41 | l-gafirine | bağışlayanların | الْغَافِرِينَ |