(Ey Muhammed!) Sana da hak / gerçek olan bu Kitabı; önündeki / öncesindeki (tahrif edilmemiş olan) kitapları (veya Tevrat ve İncil’in Kur’an’a uygun olan kısımların doğrularını ki onlar da ancak bugün Kur’an’ın içindedir) onaylayıcı, onları gözetici / düzeltici / tashih edici olarak (bu Kur’an’ı; Levh-i Mahfuz’daki Kaynaktan) indirdik / aktardık / transfer ettik / anlattık. Artık Allah’ın indirdiği / aktardığı / transfer ettiği / anlattığı verilerle aralarında hükmet ve sana gelen bu gerçekten uzaklaşıp ta onların arzularına uyma! Sizden her biriniz için bir şeriat (hukuk düzeni) ve bir yol (metot / uygulama yöntemleri) önerdik. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet / uygarlık / medeniyet / topluluk yapardı. Fakat verdiği şeylerle sizi açığa çıkarmak / hayırlı işlerde yarıştırmak için takımlara ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’ın huzurunadır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.
Maide 48
Bağlantılı Ayetler: 14/105 5/49 2/120 2/145 5/49 316/93 11/7 67/2 2/148 3/114 23/61 24/64 18/49 58/6
« Maide 47 | Maide 48 | Maide 49 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | ve enzelna | ve indirdik | وَأَنْزَلْنَا |
2 | ileyke | sana | إِلَيْكَ |
3 | l-kitabe | Kitabı | الْكِتَابَ |
4 | bil-hakki | gerçekle | بِالْحَقِّ |
5 | musaddikan | doğrulayıcı | مُصَدِّقًا |
6 | lima | bulunan | لِمَا |
7 | beyne | بَيْنَ | |
8 | yedeyhi | ellerinde | يَدَيْهِ |
9 | mine | مِنَ | |
10 | l-kitabi | Kitabı | الْكِتَابِ |
11 | ve muheyminen | ve kollayıp koruyucu olarak | وَمُهَيْمِنًا |
12 | aleyhi | onu | عَلَيْهِ |
13 | fehkum | artık hükmet | فَاحْكُمْ |
14 | beynehum | onların aralarında | بَيْنَهُمْ |
15 | bima | ile | بِمَا |
16 | enzele | indirdiği | أَنْزَلَ |
17 | llahu | Allah'ın | اللَّهُ |
18 | ve la | وَلَا | |
19 | tettebia' | ve uyma | تَتَّبِعْ |
20 | ehva'ehum | onların keyiflerine | أَهْوَاءَهُمْ |
21 | amma | عَمَّا | |
22 | ca'eke | sana gelen | جَاءَكَ |
23 | mine | مِنَ | |
24 | l-hakki | gerçek(ten ayrılıp) | الْحَقِّ |
25 | likullin | her biriniz için | لِكُلٍّ |
26 | cealna | belirledik | جَعَلْنَا |
27 | minkum | sizden | مِنْكُمْ |
28 | şir'aten | bir şeri'at | شِرْعَةً |
29 | ve minhacen | ve bir yol | وَمِنْهَاجًا |
30 | velev | ve eğer | وَلَوْ |
31 | şa'e | isteseydi | شَاءَ |
32 | llahu | Allah | اللَّهُ |
33 | lecealekum | hepinizi yapardı | لَجَعَلَكُمْ |
34 | ummeten | ümmet | أُمَّةً |
35 | vahideten | bir tek | وَاحِدَةً |
36 | velakin | fakat | وَلَٰكِنْ |
37 | liyebluvekum | sizi sınamak istedi | لِيَبْلُوَكُمْ |
38 | fi | فِي | |
39 | ma | ile | مَا |
40 | atakum | size verdiği | اتَاكُمْ |
41 | festebiku | öyleyse koşun | فَاسْتَبِقُوا |
42 | l-hayrati | hayır işlerine | الْخَيْرَاتِ |
43 | ila | إِلَى | |
44 | llahi | Allah'adır | اللَّهِ |
45 | merciukum | dönüşü | مَرْجِعُكُمْ |
46 | cemian | hepinizin | جَمِيعًا |
47 | feyunebbiukum | O size haber verecektir | فَيُنَبِّئُكُمْ |
48 | bima | şeyleri | بِمَا |
49 | kuntum | olduğunuz | كُنْتُمْ |
50 | fihi | onda | فِيهِ |
51 | tehtelifune | ayrılığa düşmüş | تَخْتَلِفُونَ |