Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
(Rahman sıfatıyla bütün İnsanlara merhametiyle muamele eden ve Rahim sıfatıyla da bütün Müslümanlara rahmetiyle davranıp lütfu geniş olan Allah ın adıyla)

Furkan 1

O ALLAH Kİ MÜBÂREKTİR/Bereket Kaynağıdır/Şânı Yücedir! Evrendekilere uyarıcı olması için kuluna (gerçek ile yanlışı birbirinden ayırdedici olan) Furkan’ı/Kur’an’ı indirdi.

Furkan 2

Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi/imparatorluğu O’nundur. Çocuk edinmemiştir ve hükümranlıkta ortağı yoktur. Herşeyi yaratmış ve bir ölçüye göre takdir etmiştir.

Furkan 3

O’nun yanı sıra ilâhlar/tanrılar edindiler; halbuki onlar hiçbir şey yaratamıyorlar, oysa kendileri yaratılmışlardır! Kendilerine bile bir fayda ve zarar veremiyorlar. Öldürmeye ve yaşatmaya güç yetiremiyorlar. Yeniden diriltip var edemiyorlar!

Furkan 4

Küfre sapan kimseler dediler ki: “Bu (Kur’an) olsa olsa bir uydurmadır. Onu o uyduruyor ve başka bir topluluk da ona yardım etmiştir.” Böylece bir ihanetle ve bir iftira ile geldiler.

Furkan 5

Dediler ki: “Bu eskilerin masallarıdır! Onları yazdırtıyor, kendisine sabah ve akşam okunuyor.”

Furkan 6

De ki: “Onu göklerdeki ve yerdeki gizliliği bilen indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”

Furkan 7

DEDİLER Kİ: “Bu elçiye ne oluyor (ne biçim elçi) ki, yemek yiyor ve çarşılarda geziyor? Ona (gökten) bir melek indirilmeli değil miydi; kendisiyle birlikte uyarıcı olacak (bir melek)?!

Furkan 8

Ya da kendisine (gökten) bir hazine atılmalı değil mi? Ya da onun kendisinden yiyeceği bir bahçesi olması gerekmez mi?” Ve zalimler dediler ki: “Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.”

Furkan 9

Bir bak şöyle, senin için nasıl misaller/örnekler verdiler! Böylece saptılar, artık bir yol bulmaya güç yetiremezler.

Furkan 10

O (ALLAH) mübârektir/bereket kaynağıdır/şânı yücedir! Dilerse sana bundan daha hayırlısını verir; altlarından ırmaklar akan bahçeler ve senin için saraylar!

Furkan 11

Aksine onlar kıyamet saatini yalanladılar. Biz de kıyamet saatini yalanlayan kimse için, çılgınca yanan bir ateş hazırladık.

Furkan 12

(ateş) uzak bir yerden onları gördüğü zaman, onlar bunun öfkesini ve homurtusunu işitirler.

Furkan 13

Zincirlere bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu çağırırlar.

Furkan 14

“bugün tek bir yok oluş/ölüm çağırmayın, ölümü/yok oluşu bir çok kez çağırın.”

Furkan 15

De ki: “Bu mu daha hayırlı, yoksa kötülükten sakınıp iyi işler yapanlara vadedilen sürekli cennet mi daha hayırlıdır? Onlar için mükâfat ve güzel bir sonuç vardır.”

Furkan 16

Onlar için sürekli kalıcılar olarak orada istedikleri nimetler vardır. Bu Rabbinin istenen/arzu edilen/vadettiği bir sözüdür.

Furkan 17

O gün onları ve Allah’tan başka taptıklarını toplar, der ki: “Bu kullarımı sizler mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar?”

Furkan 18

Dediler ki: “Seni tenzih ederiz! Senin dışında dostlar edinmemiz bize yaraşmaz. Fakat Sen onları ve atalarını nimetle yaşattın, ta ki Zikri (Kur’an’ı ve hatırlatıcı ayetleri) unuttular ve helâk/yok olmayı hak eden bir topluluk oldular.”

Furkan 19

Işte onlar söylediğiniz hususlarda sizi yalanladılar. Bundan böyle ne azabı geri çevirmeye, ne de kendinize yardım etmeye gücünüz yetmez. Sizden kim zulmederse kendisine büyük bir azap tattırırız.

Furkan 20

SENDEN ÖNCE gönderdiğimiz elçiler de şüphesiz yemek yerlerdi ve çarşılarda gezerlerdi. Biz bir kısmınızı bir kısmınız için (aranızda çıkacak) fitne ile (birbirinizle imtihan / sınav olunup) bir açığa çıkar[ıl]ma sebebi kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin çok iyi görendir.

Furkan 21

BİZİMLE karşılaşmayı ummayan o kimseler dediler ki: “Bize (gökten) melekler indirilmeli değil miydi? Ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?” Kendi içlerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir azgınlıkla haddi aştılar.

Furkan 22

Melekleri gördükleri gün (iş işten geçmiştir), işte o gün suçlulara müjde yoktur. Ve: “Size sevinmek yasaktır yasak!” derler.

Furkan 23

Yaptıkları işleri geçersiz saydık. Yaptıkları işleri etrafa saçılmış toz zerreleri gibi savurduk.

Furkan 24

O gün cennet halkının kalacakları yer daha iyidir ve sefa sürecekleri (diledikleri gibi yaşayacakları) yer daha güzeldir.

Furkan 25

Göğün bulut kümeleri gibi bölüneceği ve meleklerin de bölük bölük indirileceği gündür!

Furkan 26

Işte o gün gerçek hükümranlık Rahmân’ındır ve inkârcılar için çetin bir gün olmuştur.

Furkan 27

O gün zalim ellerini ısırır da der ki: “Ne olurdu ben de elçiyle beraber bir yol edinseydim.

Furkan 28

Vah bana! Ne olurdu ben falanı yoldaş edinmeseydim.

Furkan 29

(Yoldaş edindiğim) o kişi bana gelen öğütten beni saptırdı. Zaten şeytan insanı rezil edicidir.”

Furkan 30

(O KIYÂMET GÜNÜ, içinde yaşadığı kavminden / Kur’an’ı terkedilmiş bırakan Ümmetinden şikayetçi olan) Rasûlümüz / Elçimiz de diyecek ki: “Ey Rabbim! Kavmimden / Ümmetimden pek çok kimse bu Kur’an’ı sahiplenmediler / sahipsiz gibi ortada bıraktılar / ikinci plânda tuttular da (Kur’an dışında başka kitapları baştacı edip Kur’an’ı) terkettiklerinin / terkedilmiş bırakmalarının farkına bile varmadılar?!”

____________________
Allah’ın; Nebisine Salâtı ile Müminlerin / Müslümanların Peygamberlerine Salâtı / Salâvatları nasıl olmalı?!

 
Cevap için Ayetleri okumanız yeterli?!
 
ALLAH’IN; NEBİSİ MUHAMMED SAV.’E SALÂTI İŞTE BÖYLE OLUR?!
 
Ahzab 56 ‘daki Allah’ın ve Meleklerinin Nebisine Salâtı / Yardımı / Desteği ile ilgili aşağıda verilen Enfal 9, Al-i İmran 124, Al-i İmran 125 ‘i okuyunuz.
 
Barış / sulh esnasında onu her türlü suikastlerden salâtı / desteği ile korur, Savaş sırasında da yetersiz kaldığında katından Meleklerle destekler / salât / yardım eder!
 
Allah’ın adıyla;
 
Ahzab 56
 
Şüphesiz ki Allah ve Melekleri; Nebi’ye sürekli vahiyle destek verip (barışta ve savaşta) arka çıkmaktadır. Ey müminler siz de onu (gerek barışta ve gerekse savaşta yalnız bırakmayın) destekleyin, (ölünceye kadar Kitaba sımsıkı sarılarak) gereken saygıyı ve itaati (Kur’an’ı terkedilmiş vaziyette bırakmayıp Dini ayakta tutarak) gösterin.
 
Bağlantılı Ayetler: 8/9 25/30 7/157 48/9
 
https://www.sadikturkmenmeali.com/ahzab-56/
 
Enfal 9
 
Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da; “Ben size art arda bin melekle yardım ediyorum” diye cevap vermişti.
 
Bağlantılı Ayetler: 8/62 8/66 10/103 21/88 30/47 40/51
 
https://www.sadikturkmenmeali.com/enfal-9/
 
Ali İmran 124
 
Hani sen müminlere; “Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi, size yetmedi mi?” diyordun.
 
Bağlantılı Ayetler: 3/160 8/65
 
https://www.sadikturkmenmeali.com/ali-imran-124/
 
Ali İmran 125
 
Evet, sabrettiğiniz ve Allah’a karşı gelmekten sakındığınız takdirde; onlar ansızın üzerinize gelseler bile, Rabbiniz nişancı beş bin melek ile size yardım eder.
 
Bağlantılı Ayetler: 8/66 3/173 3/174
 
https://www.sadikturkmenmeali.com/ali-imran-125/
 
MÜMİNLERİN / MÜSLÜMANLARIN PEYGAMBERLERİNE SALÂTI / SALÂVATI NASIL OLMALI?!
 
Furkan Suresi 30. Ayetinde Peygamberimizin Kavminden / Ümmetinden şikâyetçi olacağı KUR’AN’I TERKEDİLMİŞ BIRAKMAKTAN KURTARMAK ile olur diye düşünüyorum.
 
Bunun için de Allah’ın bütün kullarının Kur’an’ı anladıkları dilde okumalarına vesile olacak çalışmalar, programlar, söylemler yapmalılar?!
 
Muhammed Rasûlullah bizim ÇOKLUĞUMUZLA değil, onunla gönderilen KİTABI / KUR’AN’I bütün gönüllerde HÜKÜM SÜRSÜN diye mücadele etmemizle övünebilir, gurur duyabilir diye bir inanca ve motivasyona sahip olarak ölüm gelip çatıncaya kadar bu uğurda gayret göstermeli ve Allah’ın: BU KUR’AN İLE BÜYÜK CİHAD EDİN / MÜCADELE VERİN, emri gereğince kendimizi bu uğurda adamamız gerekmektedir.
 
Furkan 30
 
(O KIYÂMET GÜNÜ, içinde yaşadığı kavminden / Kur’an’ı terkedilmiş bırakan Ümmetinden şikayetçi olan) Rasûlümüz/Elçimiz de diyecek ki: “Ey Rabbim! Kavmimden / Ümmetimden pek çok kimse bu Kur’an’ı sahiplenmediler / sahipsiz gibi ortada bıraktılar / ikinci plânda tuttular da (Kur’an dışında başka kitapları baştacı edip Kur’an’ı) terkettiklerinin / terkedilmiş bırakmalarının farkına bile varmadılar?!”
 
Bağlantılı Ayetler: 2/101 23/66 25/18 45/6 45/8 67/6 67/11
 
https://www.sadikturkmenmeali.com/furkan-30/

Furkan 31

İşte böylece (uyarılara rağmen) her bir Nebiye suçlulardan birçok saldırgan çıktı. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

Furkan 32

İNKÂR EDEN KİMSELER dediler ki: “Kur’an ona bir defada toptan olarak indirilmeli değil miydi?” Biz onunla senin kalbini/duygusal zekânı sağlamlaştırmak için böyle (azar azar indirip, sure sure ve bölüm bölüm) yaptık. Onu (Kur’an’ı) ağır ağır, anlamaya çalışarak ve içine sindire sindire oku!

Furkan 33

Onlar hiçbir misâl getirmezler ki; Biz de sana hakkı / gerçeği ve tefsir[1] / açıklama olarak daha iyisini getirmiş olmayalım.

______________________
[1] İniş sırasına göre ayetler Allah’ın tefsiridir. Önce gelen ayetleri, sonra gelen ayetler açıklar/izah eder/tefsir eder.

Furkan 34

O kimseler; yüzüstü cehenneme toplanırlar, işte onlar, yerce çok kötü ve yolca da çok sapıktırlar.

Furkan 35

Ant olsun, Biz Musa’ya Kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun’u da yardımcı kıldık.

Furkan 36

Dedik ki: “İkiniz, ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin.” Sonunda, onları yerle bir ettik.

Furkan 37

Nuh kavmi de elçileri yalanladıkları zaman onları boğduk. İnsanlar için onları bir ayet (öğüt, uyarı) kıldık. Biz, zalimler için çetin bir azap hazırlamışızdır.

Furkan 38

Ad’ı, semud’u, Ress halkını ve bu arada birçok kuşakları!

Furkan 39

Hepsine de misaller verdik. Ve hepsini tamamen imha ettik.

Furkan 40

Ant olsun onlar; belâ yağmuruna tutulup yok edilen o kente uğramışlardı. Onu görmüyorlar mıydı? Aksine onlar, tekrar dirilmeyi ummuyorlardı!

Furkan 41

Seni gördükleri zaman alay konusu edinerek; “Elçi olarak Allah’ın gönderdiği kişi bu mu?

Furkan 42

Neredeyse ilâhlarımızdan/bağlı olup peşinden gittiklerimizden bizi saptıracaktı. Eğer onları savunmasaydık” (diyorlar). Azabı gördükleri zaman yol olarak daha sapık kimmiş? Bileceklerdir.

Furkan 43

Arzusunu/hevâsını[2] kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?

______________________
[2] Hevâsının/arzularının peşinde koşan, Allah’ın emir ve yasaklarını hiç dikkâte almayan, kendisinden başkalarını düşünmeyen.

Furkan 44

Yoksa, onların çoğunun işittiklerini veya aklettiklerini mi sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca daha da şaşkındırlar.

Furkan 45

Görmedin mi, Rabbin gölgeyi nasıl uzattı?! Dileseydi onu durgun hareketsiz kılardı. Sonra Biz Güneş’i ona delil kılmışızdır.

Furkan 46

Sonra da, kolay bir yakalayışla onu kendimize doğru çekmişizdir.

Furkan 47

GECEYİ sizin için bir örtü/elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de kalkıp dağılarak çalışma zamanı kılan O’dur.

Furkan 48

Rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeleyici olarak gönderen O’dur. Ve Biz gökten tertemiz bir su indirdik.

Furkan 49

Onunla ölü bir memleketi diriltelim, yarattığımız birçok hayvanları ve insanları sulayalım diye.

Furkan 50

Ant olsun onların arasında tekrar tekrar bunu anlattık, öğüt almaları için. Ancak yine de insanların birçoğu, nankörlük ederek ayak direttiler.