Biz insana; ana-babasına ‘iyilikle davransın’ diye bir görev / sorumluluk verdik. Annesi onu zorluk üstüne zorlukla taşımıştı.[1] Onun sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur: “Bana (şükret) ve ana-babana da teşekkür ederek minnet duy; dönüşünüz Bana / huzuruma / katımadır.”
______________________
[1] Bu ayette Allah (daha iyi bilir); insanı yaratmadan önceki durumundan ve ana rahmine düştükten sonraki hâlinden bahsedilir. Bu ayeti ilk / sıfır yaratılış öncesi henüz adı sanı dahi bilinmezken, yahut İNSAN olarak anılıp tanınmadan önceki hâli, şeklinde de okuyabiliriz. Veyahut ana rahminde ölü iken, bir çiğnem et ve daha sonra da o bir çiğnem eti kemiklere dönüştürerek, son oarak ta kısa bir süre zarfında (o insan için yaratıan ruh bedenine yüklenilerek) hayat verdiğimiz insanı çok farklı aşamalardan geçirdik, diye de anlamak mümkün.
Bugün Tıp Bilimi bir çoğucun ana rahminde canlanmasını şöyle izah eder:
Evet, anne karnındaki bebek 7. haftadan itibaren hareket etmeye başlar ancak henüz oldukça küçük olduğu için bu hareketlerin anne tarafından hissedilmesi mümkün değildir. Annenin bebeğin hareketlerini hissetmesi için henüz hamileliğin çok erken bir dönemindir. Bebeğin hissedilmesi 16. haftayı bulmaktadır.