Bir şey söylemediklerine dair Allah’a yemin ediyorlar. Halbuki (Rasûl ve Müminleri Medine’den süreceklerine dair) o sözü söylediler ve müslim / Allah’a teslm olduktan sonra inkâr ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye (Rasûl’ü öldürmeye) de yeltendiler. Sırf Allah ve Rasûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette çok acıklı bir azaba uğratacaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Tevbe 74
Bağlantılı Ayetler: 3/86 3/106 6/22 6/23 30/33 30/36 41/49 41/50 58/18
« Tevbe 73 | Tevbe 74 | Tevbe 75 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | yehlifune | yemin ediyorlar | يَحْلِفُونَ |
2 | billahi | Allah'a | بِاللَّهِ |
3 | ma | مَا | |
4 | kalu | söylemediklerine | قَالُوا |
5 | velekad | halbuki | وَلَقَدْ |
6 | kalu | söylediler | قَالُوا |
7 | kelimete | (o) sözü | كَلِمَةَ |
8 | l-kufri | küfür | الْكُفْرِ |
9 | ve keferu | ve inkar ettiler | وَكَفَرُوا |
10 | bea'de | sonra | بَعْدَ |
11 | islamihim | İslam olduktan | إِسْلَامِهِمْ |
12 | ve hemmu | ve yeltendiler | وَهَمُّوا |
13 | bima | bir şeye | بِمَا |
14 | lem | لَمْ | |
15 | yenalu | başaramadıkları | يَنَالُوا |
16 | ve ma | وَمَا | |
17 | nekamu | ve öc almağa kalktılar | نَقَمُوا |
18 | illa | sırf | إِلَّا |
19 | en | diye | أَنْ |
20 | egnahumu | kendilerini zengin etti | أَغْنَاهُمُ |
21 | llahu | Allah | اللَّهُ |
22 | ve rasuluhu | ve Elçisi | وَرَسُولُهُ |
23 | min | مِنْ | |
24 | fedlihi | lutfiyle | فَضْلِهِ |
25 | fein | eğer | فَإِنْ |
26 | yetubu | tevbe ederlerse | يَتُوبُوا |
27 | yeku | olur | يَكُ |
28 | hayran | daha iyi | خَيْرًا |
29 | lehum | kendileri için | لَهُمْ |
30 | ve in | yok eğer | وَإِنْ |
31 | yetevellev | dönerlerse | يَتَوَلَّوْا |
32 | yuazzibhumu | onlara azabedecektir | يُعَذِّبْهُمُ |
33 | llahu | Allah | اللَّهُ |
34 | azaben | bir azapla | عَذَابًا |
35 | elimen | acıklı | أَلِيمًا |
36 | fi | فِي | |
37 | d-dunya | dünyada | الدُّنْيَا |
38 | vel'ahirati | ve ahirette | وَالْاخِرَةِ |
39 | ve ma | yoktur | وَمَا |
40 | lehum | onların | لَهُمْ |
41 | fi | فِي | |
42 | l-erdi | yeryüzünde | الْأَرْضِ |
43 | min | hiçbir | مِنْ |
44 | veliyyin | velisi | وَلِيٍّ |
45 | ve la | ne de | وَلَا |
46 | nesirin | yardımcısı | نَصِيرٍ |