Bakara 156

Onlar ki; kendilerine bir musibet geldiği zaman: “Şüphesiz zaten biz O’na aidiz ve yine O’nun huzuruna döneceğiz”[*]

Kısa Tefsirli Meal:

Onlar (o iman edenler) ki, kendilerine (kendi başlarına azab, afet veya yakınlarına ölüm gibi) bir musibet geldiği zaman: “Şüphesiz zaten biz O’na aidiz / O’nun mülküyüz / O’ndan geldik (bizi beden olarak O yarattı, bizim için yarattığı ruhumuzu bu bedene O yükledi, giydirdi, bedenimizle bütünleştirdi) ve (sonunda hesap vermek üzere) O’nun huzuruna döneceğiz, varacağız (bedenimizi ve ruhumuzu O’na teslim edeceğiz!)

_____________________
[*] Şirk zihniyeti mensupları tasavvufçular bu ayeti çok yanlış yorumlarlar: Biz O’ndan geldik ve yine O’na döneceğiz, derken zaten biz Allah’tan bir cüz’üz / parçayız ve yine O’nda bütünleşeceğiz şeklinde anlar ve anlam verirler. Çünkü Allah; kendinden bir parça olarak yarattığı insana kendi Ruhundan üflemiştir diye de bir inançları olduğu için bu grup Allah insanı yarattıktan sonra bizzat Allah kendi ruhundan yarattığına üfledi derler. Bu şirk kökenli bir inançtır.

Allah ki; hiçbir yarattığına benzemez ve hatta herşeyden münezzehtir diye de bir inançları olmasına rağmen. Allah’a bir RUH atfederler. Oysa RUH Allah’ın emrindendir, yarattığı bir varlıktır.

Allah insanı yarattı ve her bir yarattığı insan için de ona özel yarattığı ruhlarını o insanların bedenlerine giydirdi, üfledi, bütünleştirdi şeklinde anlamak İMANDANDIR?!

ŞÖYLE BİR SORU DA SORULABİLİR:

Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz ayetini nasıl anlayacağız? Allah şu an başka bir yerde de ölünce biz ona mı kavuşacağız?

Yine kısa bir cevap verecek olursak:

“Ayetin “Biz, Allah’a aidiz.” kısmı, bizim, Allah’ın mülkü olduğu­muzu itiraftır. “Zaten, ona döneceğiz.” kısmı ise öleceğimizi ve fâni olduğumuzu ikrardır.

Allah’a dönmek, mekâna veya cihete geçmek manasında değil­dir. Çünkü bu Allah hakkında imkânsızdır.

Daha doğrusu bundan murat kulun, Allah’tan başka hiç kimsenin hüküm sahibi olamayacağı bir yere varacağı­dır. Bu da âhiret yurdudur.

Çünkü o zamanda, onlara hiçbir kimse ne bir fay­da verebilecek, ne de bir zararı savuşturabilecektir.

Fakat dünyada bulundukları müddet esnasında ise, zahire göre Allah’tan başkaları onlara zarar ve fay­da verebilir.

İşte Cenâb-ı Hak bunu, kendisine bir rücû (dönüş) olarak kabul etmiştir.

Nitekim Arapça’da “Melik’e ve devlete dönülür, varılır” denilir.

Bundan mak­sat, “ona intikal edilir, gidilir” manası olmayıp, “onun kudretine başvurulur ve anlaşmazlık ona götürülür” demektir.”

Buna benzer bir ifadenin yer aldığı Bakara suresinin 46. Ayeti üzerine de şunlar söylenebilir:

Bakara 46: “O kimseler ki; Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’nun huzuruna döneceklerini çok iyi bilirler.”

“Allah’a rücû etmekten maksat, insanların Allah’tan başka bir sahibi olmadığı, O’ndan başka hiç kimsenin insanlara herhangi bir fayda ve zarar veremediği bir yere rucu etmektir. Nitekim onlar, ilk yaratılışlarında da böyleydiler. Böylece onların ilk önce oldukları hale döndürülüşleri, Allah’a rücu kabul edilmiştir. Çünkü onlar, hayattayken, her ne kadar Allah bütün hallerde onların sahipleri idiyse de, O’ndan başka varlıklar hükmediyor ve onlara (zahiren) zarar ve fayda verebiliyordu.”


Bağlantılı Ayetler: 2/46 7/125 26/49 26/50



« | Bakara 156 | »


Ayetin Kelime Karşılıkları

# Kelime Anlam Kök
1 ellezine onlar ki الَّذِينَ
2 iza zaman إِذَا
3 esabethum onlara eriştiği أَصَابَتْهُمْ
4 musibetun bir bela مُصِيبَةٌ
5 kalu derler قَالُوا
6 inna şüphesiz biz إِنَّا
7 lillahi Allah içiniz لِلَّهِ
8 ve inna ve şüphesiz biz وَإِنَّا
9 ileyhi O'na إِلَيْهِ
10 raciune döneceğiz رَاجِعُونَ