Rabbin dileseydi bütün insanlığı tek bir ümmet / uygarlık / toplum yapardı;[1] fakat (O, yollarını seçmekte kendilerini özgür bıraktı), onlar (ise) birbirine muhalif[2] / zıt yollara devam ediyorlar.
______________________
[1] Dikkatinizi çekti mi bilemiyorum? “Bir toplum yapardı” buyuruluyor. Oysa önceki surelerde geçen bazı ayetlerde ise: “Bir tek toplumdu” denilmişti. Çelişki gibi gözükmekte. Kur’an bütünlüğünde düşünülerek izaha ihtiyaç var! Kur’an, insanlığın başlangıcındaki durumu tasvir etmek için “ümmeten vahideten” (tek bir topluluk) ifadesini kullanmaktadır. Fakat sonradan Birlik / Tevhid bozuldu; çeşitli zaman dilimlerinde Nebi ve Rasûller göndererek, parçalanmış toplulukları birleştirme / tevhid mücadelesini ta Muhammed as.’a kadar sürdürdü ve sonra kıyâmete kadar insanlığa Kur’an’ı “hakem” olarak bıraktı. Yine de gerçeği Allah bilir! Bu ayeti vb. ayetleri ve dipnotlarını dikkatlice, ayrıntılı düşünerek, iyi anlayarak okuyalım.
[2] Halife / Halifeler: Birbirlerinin yerine bir şekilde geçenler olarak ilk etapta anlamakta fayda var. Yönetici olarak ta karşımıza çıkar. Davud as.’ı yeryüzünde halife / yönetici yaptık, der örneğin. Fakat bir başka anlam olarak ta (insan) muhalif bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. En başta kendisini yaratana muhalif oluyor. Allah’ın emri olan: Şu ağaca yaklaşma, dediği hâlde bu emrini çiğniyor. Daha sonra insanın bir başka insanlarla ihtilâf etmesi, birbirlerine muhalif olmaları, birbirlerinin yerine / koltuğuna göz dikmeleri, birbirinin ayağını kaydırması vs. pek çok şekilde örneklendirebiliriz.