Eğer siz, ona (Rasul’e) yardım etmezseniz (biliyorsunuz ki); inkâr edenlerin elinden, (onu öldürmek için toplandıklarını haber alınca), (Mekke’den) kaçmak zorunda kaldığında, (o sadece) iki kişiden biriydi. Ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına; “Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz, birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, doğru hüküm/karar verendir.
Tevbe 40
Bağlantılı Ayetler: 3/9 - 3/194 - 4/113 - 5/67 - 9/26 - 33/9 - 13/31 - 39/20 - 14/47 - 30/6
« Tevbe 39 | Tevbe 40 | Tevbe 41 »
Ayetin Kelime karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | illa | eğer | إِلَّا |
2 | tensuruhu | siz ona yardım etmezseniz | تَنْصُرُوهُ |
3 | fekad | iyi bilin ki | فَقَدْ |
4 | nesarahu | ona yardım etmişti | نَصَرَهُ |
5 | llahu | Allah | اللَّهُ |
6 | iz | hani | إِذْ |
7 | ehracehu | çıkardıklarında | أَخْرَجَهُ |
8 | ellezine | kimseler | الَّذِينَ |
9 | keferu | inkar eden(ler) | كَفَرُوا |
10 | saniye | ikincisiydi | ثَانِيَ |
11 | sneyni | iki kişiden | اثْنَيْنِ |
12 | iz | iken | إِذْ |
13 | huma | ikisi | هُمَا |
14 | fi | فِي | |
15 | l-gari | mağarada | الْغَارِ |
16 | iz | hani | إِذْ |
17 | yekulu | diyordu | يَقُولُ |
18 | lisahibihi | arkadaşına | لِصَاحِبِهِ |
19 | la | لَا | |
20 | tehzen | üzülme | تَحْزَنْ |
21 | inne | şüphesiz | إِنَّ |
22 | llahe | Allah | اللَّهَ |
23 | meana | bizimle beraberdir | مَعَنَا |
24 | feenzele | (İşte o zaman) indirdi | فَأَنْزَلَ |
25 | llahu | Allah | اللَّهُ |
26 | sekinetehu | sekinesini | سَكِينَتَهُ |
27 | aleyhi | onun üzerine | عَلَيْهِ |
28 | ve eyyedehu | ve onu destekledi | وَأَيَّدَهُ |
29 | bicunudin | askerlerle | بِجُنُودٍ |
30 | lem | لَمْ | |
31 | teravha | sizin görmediğiniz | تَرَوْهَا |
32 | ve ceale | ve kıldı | وَجَعَلَ |
33 | kelimete | sözünü | كَلِمَةَ |
34 | ellezine | kimselerin | الَّذِينَ |
35 | keferu | inanmayan(ların) | كَفَرُوا |
36 | s-sufla | alçak | السُّفْلَىٰ |
37 | vekelimetu | ve sözü ise | وَكَلِمَةُ |
38 | llahi | Allah'ın | اللَّهِ |
39 | hiye | o | هِيَ |
40 | l-ulya | yüce olandır | الْعُلْيَا |
41 | vallahu | ve Allah | وَاللَّهُ |
42 | azizun | daima üstündür | عَزِيزٌ |
43 | hakimun | hüküm ve hikmet sahibidir | حَكِيمٌ |