Evlenmeye güçleri yetmeyenler de Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye (evlilik imkânı verinceye) kadar iffetlerini korusunlar. Size sığınmış olan sığınmacılardan yazılı antlaşma yapmak isteyenlere gelince; eğer onlarda bir iyileşme görürseniz onlarla yazılı antlaşma yapın. Allah’ın size verdiği maldan onlara verin. Evlenmek yolu ile iffetlerini korumak isteyenlere izin verin. Ülkenizde çalıştırdığınız yabancıların evlenmesine engel olarak onları fuhşa zorlamayın. Kim onların fuhşuna neden olursa; bilinmelidir ki, hiç şüphesiz bu durumlarından dolayı Allah onlara çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Nur 33
Bağlantılı Ayetler: 3/185 - 10/61 - 40/39 - 57/20
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | velyestea'fifi | ve iffetlerini korusunlar | وَلْيَسْتَعْفِفِ |
2 | ellezine | kimseler | الَّذِينَ |
3 | la | لَا | |
4 | yecidune | bulamayan(lar) | يَجِدُونَ |
5 | nikahen | evlenme (imkanı) | نِكَاحًا |
6 | hatta | kadar | حَتَّىٰ |
7 | yugniyehumu | kendilerini zengin edinceye | يُغْنِيَهُمُ |
8 | llahu | Allah | اللَّهُ |
9 | min | -ndan | مِنْ |
10 | fedlihi | lutfu- | فَضْلِهِ |
11 | vellezine | ve kimselerle | وَالَّذِينَ |
12 | yebtegune | isteyen(lerle) | يَبْتَغُونَ |
13 | l-kitabe | mükatebe (sözleşme) yapmak | الْكِتَابَ |
14 | mimma | -ndan | مِمَّا |
15 | meleket | sahip oldukları- | مَلَكَتْ |
16 | eymanukum | ellerinizin | أَيْمَانُكُمْ |
17 | fekatibuhum | mükatebe yapın | فَكَاتِبُوهُمْ |
18 | in | eğer | إِنْ |
19 | alimtum | bilirseniz | عَلِمْتُمْ |
20 | fihim | onlar hakında | فِيهِمْ |
21 | hayran | hayırlı olduğunu | خَيْرًا |
22 | ve atuhum | ve onlara verin | وَاتُوهُمْ |
23 | min | -ndan | مِنْ |
24 | mali | malı- | مَالِ |
25 | llahi | Allah'ın | اللَّهِ |
26 | llezi | الَّذِي | |
27 | atakum | size verdiği | اتَاكُمْ |
28 | ve la | ve | وَلَا |
29 | tukrihu | zorlamayın | تُكْرِهُوا |
30 | feteyatikum | cariyelerinizi | فَتَيَاتِكُمْ |
31 | ala | عَلَى | |
32 | l-biga'i | fuhşa | الْبِغَاءِ |
33 | in | eğer | إِنْ |
34 | eradne | istiyorlarsa | أَرَدْنَ |
35 | tehassunen | namuslu kalmayı | تَحَصُّنًا |
36 | litebtegu | elde etmek için | لِتَبْتَغُوا |
37 | arade | geçici menfaatini | عَرَضَ |
38 | l-hayati | hayatının | الْحَيَاةِ |
39 | d-dunya | dünya | الدُّنْيَا |
40 | ve men | ve kim | وَمَنْ |
41 | yukrihhunne | onları zorlarsa | يُكْرِهْهُنَّ |
42 | feinne | şüphesiz | فَإِنَّ |
43 | llahe | Allah | اللَّهَ |
44 | min | مِنْ | |
45 | bea'di | sonra | بَعْدِ |
46 | ikrahihinne | zorlanmalarından | إِكْرَاهِهِنَّ |
47 | gafurun | bağışlayıcı | غَفُورٌ |
48 | rahimun | esirgeyicidir | رَحِيمٌ |