Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.

Yunus 1

Elif, Lâm, Ra.[*]

İŞTE BUNLAR; Hikmetli (akıl ve tabiat ayetleri ile çelişmeyen) Kitabın ayetleridir.

_____________________
[*] Bu harflere huruf-u mukattaa /birbiri ile bağlantısı kesilmiş harfler denir. Bunların Nebîmize sorulmamış olması, bilinen bir anlamının olduğunu gösterir. Yoksa müşrikler bunu dillerine dolar, Nebîmizi sürekli rahatsız ederlerdi. Bununla ilgili sorular, İslam’ın Arap yarımadası dışına yayılmasından sonra başlamıştır.

Bu harflerle başlayan yirmi dokuz sureden yirmi beşinde Kur’an’a, dördünde de önemli konulara vurgu yapılıyor olmasından, onların dikkatleri toplama görevi yaptığı anlaşılır. Türkçede böyle bir kullanım yoktur.

Yunus 2

İçlerinden bir adama vahyetmemiz insanlara tuhaf mı geldi / insanların tuhafına mı gitti? “İnsanları uyar ve iman eden kimselere; Rableri katında kendileri için bir doğruluk derecesi olduğunu müjdele” diye! Kâfirler / gerçeği gizleyenler dediler ki: “Gerçekten bu apaçık bir büyücüdür / aldatıcıdır!”

Yunus 3

GERÇEK ŞU Kİ sizin Rabbiniz (tek / yegâne yöneticiniz yalnız) Allah’tır, O ki; gökleri ve yeryüzünü altı günde/evrede yarattı. Sonra Arş dahil tüm kâinata sistemini kurdu/kanunlarını koydu.[1] İşleri yönlendirip idare eder / yerli yerince çekip çevirir / yönetir. O’nun izni olmadan (o gün) hiçbir kimse şefaat edemez / cehenneme attığımı oradan alıp cennete koymaya güç yetiremez! İşte Rabbiniz (yegâne / tek yöneticiniz) Allah budur! O’na kulluk edin. Düşünüp ibret almıyor musunuz?

______________________
[1] Pek çok Mealde “Arş’a istiva etti” olarak çeviri yapılmıştır, ancak bu anlamlandırma Kur’an kütürüne sahip olmayanlar tarafından tam anlaşılmamaktadır. Bu yüzden biz bu vb. ayetleri anlamlandırırken; “Arş dahil tüm kâinata sistemini kurdu / kanunlarını koydu” demeyi daha uygun bulduk. Allah daha iyi bilir.

Yunus 4

Hepinizin (hesap vermek için) dönüşü O’nun katınadır / huzurunadır. Allah’ın sözü gerçektir. Yaratmaya başlar sonra iman edenleri ve salih ameli / insana ve hayata katkı sağlayacak faydalı her işi en iyi şekilde yapanları adaletle ödüllendirmek için yeniden yaratır. İnkârcılara gelince, onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azap vardır küfürlerinden dolayı!

Yunus 5

Güneş’i bir ışık kaynağı ve Ay’ı da ışığı yansıtıcı kılan O’dur. Ona konaklar/durak (iniş) yerleri takdir eden O’dur; yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için!.. Allah bunları ancak bir hesap ile yaratmıştır. Ayetleri uzun uzun açıklamaktadır; bilen/bilim ışığında düşünen bir kavim için!

Yunus 6

Gerçek şu ki; gece ile gündüzün değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, korkup sakınan bir toplum için elbette ayetler/işâretler vardır.

Yunus 7

BİZİMLE buluşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar, onunla tatmin olanlar ve ayetlerimizden gafil olanlar var ya;

Yunus 8

işte onların varacakları yer ateştir, kazanmakta olduklarından dolayı!

Yunus 9

(Gerçekten var olanlara) inanan ve salih amel/hayata katkı sağlayanlara/faydalı işleri en iyi şekilde yapanlara gelince; Rableri onları imanlarından dolayı, zeminlerinden ırmaklar akan nimetlerle donatılmış cennetlere iletir.

Yunus 10

Orada onların duası: “Allah’ım! Sen ki; hiçbir kusuru, eksiği olmayansın.” Orada birbirlerine iyilik dilekleri: “Selâm”dır. Dualarının sonu da: “Hamd’a lâyık olan (yaptığı herşeyi yerli yerince güzel yapan), Alemlerin (uzayların/evrenin) Rabbi/Sahibi Allah’tır” demeleridir.

Yunus 11

ŞAYET Allah; şerri insanlar için, onların hayrı acele istemeleri gibi çabuklaştırsaydı, mutlaka süreleri hemen bitirilmiş olurdu. Bizimle karşılaşmayı ummayan kimseleri, bırakırız azgınlıkları içinde, şaşkın bir halde bocalayıp dururlar!

Yunus 12

İnsana bir zarar dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken veya ayakta iken yalvarır. Ama Biz onun sıkıntısını kaldırdığımız zaman ise sanki o; kendisine dokunan zarardan dolayı, Bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder! Aşırı gidenlere yapıyor oldukları işler, işte böyle süslü görünmektedir.

Yunus 13

VE gerçek şu ki; sizden önce zulmettikleri için, nice nesilleri helâk etmişizdir; çünkü elçileri onlara apaçık belgeler getirdikleri halde, onlar yine de (elçileri / açık delilleri / gerçekleri) reddettiler! İşte suçlu toplumu böyle cezalandırırız!

Yunus 14

Sonra onların ardından sizi yeryüzünde halifeler[1] / muhalif varlıklar (ve önceki nesillerin ardından onların yerine geçen insanlar) kıldık. Nasıl işler yaptığınız ortaya çıksın, yaptıklarınızın karşılığı verilsin diye!

_____________________
[1] Halife / Halifeler: Birbirlerinin yerine bir şekilde geçenler olarak ilk etapta anlamakta fayda var. Yönetici olarak ta karşımıza çıkar. Davud as.’ı yeryüzünde halife / yönetici yaptık, der örneğin. Fakat bir başka anlam olarak ta (insan) muhalif bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. En başta kendisini yaratana muhalif oluyor. Allah’ın emri olan: Şu ağaca yaklaşma, dediği hâlde bu emrini çiğniyor. Daha sonra insanın bir başka insanlarla ihtilâf etmesi, birbirlerine muhalif olmaları, birbirlerinin yerine / koltuğuna göz dikmeleri, birbirinin ayağını kaydırması vs. pek şekilde örneklendirebiliriz.

Yunus 15

VE ONLARA ayetlerimiz açık deliller olarak açık açık okunduğu zaman, Bizimle karşılaşmayı ummayan kimseler dediler ki: “Bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir.” De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem; gerçekten ben büyük günün azabından korkarım.”

Yunus 16

De ki: “Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi de!.. Bundan önce bir ömür boyu içinizde kaldım! Aklınızı kullanmıyor musunuz?”

Yunus 17

ALLAH’a karşı bir yalan uyduran/iftira eden veya O’nun ayetlerini yalanlayan kimseden daha zalim kim olabilir? Gerçek şu ki, suçlu/günahkarlar iflah olmaz/huzur bulmazlar.

Yunus 18

Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyen ve faydası olmayan şeylere kulluk ediyorlar. “Bunlar, Allah katında şefaatçilerimizdir” diyorlar. De ki: “Siz Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” O yüce ve onların ortak koştuklarından çok uzaktır!

Yunus 19

VE bütün insanlık sadece tek bir toplumdan ibaretti! Ama sonradan görüş ayrılığına düşerek parça parça oldular. Eğer Rabbinden bir söz[1] geçmemiş olsaydı, ihtilâf ettikleri konuda aralarında hemen hüküm / karar verilirdi.

______________________
[1] Rabbinin kelimesi / sözü: Yani, Allah katından, ilâhi vahyin temâs ettiği meselelere yaklaşımlarında ayrılığa düşecekleri, farklı görüşleri benimseyecekleri yolunda önceden (Allah tarafından) irade edilmiş bir karar olmasaydı -ki ayette geçen “kelime” sözcüğünün bu akış içinde anlamı budur- birbirleriyle ihtilâfa düşmezler, hepsi aynı görüşü benimserlerdi. Oysa, böyle tek bir örneklilik insanların zihnî, ahlâkî ve toplumsal gelişmelerini önleyeceği için, Allah; insan aklını vahyin rehberliğiyle kendi ihtiyarına / seçimine / tercihine bırakmıştır.

Yunus 20

VE DİYORLAR Kİ: “Ona, Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” De ki: “Gayb ancak Allah’ındır! Bekleyin öyleyse! Çünkü ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.”

Yunus 21

İNSANLARA kendilerine dokunan bir darlıktan sonra, bir rahmet tattırdığımız zaman bir de bakarsın ki onlar; ayetlerimiz hakkında tuzak/komplo kuruyorlar! De ki: “Allah komployu/tuzağı bozmada daha çabuktur!” Şüphesiz ki elçilerimiz, kurduğunuz komploları yazıyorlar.

Yunus 22

Karada ve denizde sizi yürüten O’dur. Hani, gemide olduğunuz zamanı; gemiler güzel/tatlı bir rüzgârla içindekileri yüzdürürlerken ve bununla sevindikleri sırada, birden kasıp kavuran bir kasırga gemiye gelip çatar. Her yandan dalgalar gelip ve kendilerinin tamamen kuşatıldıklarını anladıkları zaman; dini yalnız O’na özgü kılarak Allah’a yalvarmaya başlarlar: “Eğer bizi bu sıkıntıdan kurtarırsan, elbette ki şükredenlerden olacağız!” (derler).

Yunus 23

Ama onları kurtardığımızda derhal o zaman; haksız yere yeryüzünde taşkınlık yaparlar. Ey insanlar! Sizin taşkınlığınız ancak kendi aleyhinizedir. Sadece dünya hayatının geçici zevki! Sonra dönüşünüz Bizim huzurumuzadır. O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber veririz.

Yunus 24

DÜNYA hayatının durumu; gökyüzünden indirdiğimiz su gibidir! Öyle ki; insanların ve hayvanların beslendiği yer bitkisi onunla/suyla birbirine karıştı. Böylece; yeryüzü ziynetini takınıp süslendiğinde ve sahipleri de onun ürününü biçip toplamaya güç yetirir olduklarını sanmışlarken; bir gece veya gündüz, emrimiz ona gelmiştir de onu, kökünden biçilmiş bir duruma getirmişizdir. Sanki dün hiç yeşermemiş gibi yaparız! İşte böyle, ayetleri geniş geniş açıklıyoruz. Düşünen bir toplum için!..

Yunus 25

ALLAH barış yurduna davet eder. Ve yola gelmek isteyen kimseyi dosdoğru bir yola eriştirir.

Yunus 26

Güzel davranan kimselere daha güzel bir karşılık ve daha da fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara leke ve ne de bir zillet/horluk bulaşır. İşte onlar cennet halkıdır. Orada sürekli kalıcıdırlar!

Yunus 27

Kötülükleri yapanlara gelince, her bir kötülüğün karşılığı/cezası kendi dengi iledir. Onları bir zillet kaplar. Onları Allah’a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden parçalara bürünmüştür! İşte onlar ateş halkıdır. Orada sürekli kalıcıdırlar.

Yunus 28

O gün, onların hepsini bir araya toplarız. Sonra, ortak koşan kimselere deriz ki: “Siz ve koştuğunuz ortaklar yerlerinizde durun!” Artık aralarını açmışızdır. Ve koştukları ortaklar dediler ki: “Siz, bize kulluk ediyor değildiniz ki!

Yunus 29

Sizinle bizim aramızda şahit olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin bize kulluk etmenizden tamamen habersizdik!”

Yunus 30

İşte orada her nefis geçmişte yapıp ettiğiyle sorgulanacaktır! Ve onlar gerçek sahipleri olan Allah’ın katına döndürülürler. Ve iftira edip uydurdukları şeyler onlardan kaybolup gitmiştir!

Yunus 31

DE Kİ: “Sizi gökyüzünden ve yeryüzünden rızıklandıran kim? Kulakların ve gözlerin (gerçek) sahibi kim? Ölüden diriyi çıkaran kim? Diriden ölüyü çıkaran kim? Buyruğu yürüten/işleri evirip çeviren kim?” Hemen: “Allah!” diyecekler. De ki: ”O halde korunup sakınmıyor musunuz?”

Yunus 32

Gerçek Rabbiniz Allah işte budur! Öyleyse gerçekten sonra, sapkınlıktan başka ne vardır? Öyleyse, nasıl sapkınlığa çevriliyorsunuz?

Yunus 33

İşte böylece; Rabbinin kelimesi/ikâzı yoldan çıkan kimseler içindir. “Onlar, gerçekten inanmıyorlar!”

Yunus 34

DE Kİ: “Sizin koştuğunuz ortaklardan ilk defa yaratacak, sonra onu çevirip yeniden yaratacak olan var mı?” De ki: “Allah yaratmayı ilk defa başlatır, sonra onu (kemik yığınına) çevirip yeniden yaratır. Öyleyse, nasıl doğru yoldan çevriliyorsunuz?”

Yunus 35

De ki: “Sizin ortak koştuklarınızdan gerçeğe götürebilecek var mı?” De ki: “Allah gerçeğe götürür. Öyleyse gerçeğe götüren kimse mi uyulmaya daha lâyıktır? Yoksa tutulup doğru yola götürülmedikçe, kendisi doğru yolu bulamayan kimse mi? O halde neyiniz var sizin? Nasıl hükmediyorsunuz?”

Yunus 36

Onların çoğu, zandan/teorilerinden başkasına uymuyorlar. Teori/zan ise gerçekliği kanıtlanmayan iddialardır. Şüphesiz ki Allah onların yaptıkları şeyleri çok iyi bilmektedir.

Yunus 37

BU KUR’AN Allah katından indirilmedir. Bir başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir! Ancak bu önceden gelenlerin (kitapların) doğrulanması ve kitabın ayrıntılı açıklamasıdır. Onda asla şüphe yoktur, Âlemlerin Rabbindendir.

Yunus 38

Yoksa, “Onu uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Öyleyse, haydi onun benzeri bir Sure getirin. Allah’tan başka çağırabildiğiniz kimseleri de çağırın. Eğer doğru sözlüler iseniz!”

Yunus 39

Hayır aksine onlar; ilmini kavrayamadıkları ve sonucu henüz kendilerine gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar. Onlardan önceki kimseler de işte böyle yalanlamışlardı. Gör/bak, zalimlerin sonu nasıl oldu!

Yunus 40

Onlardan kimi ona inanır, kimi de ona inanmaz. Rabbin, bozguncuları daha iyi bilir.

Yunus 41

EĞER seni yalanlıyorlarsa, de ki: “Sizin yaptığınız size, benim yaptığım bana. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.”

Yunus 42

İçlerinden, sana kulak verip dinleyen kimseler vardır. Ama sen mi anlamak için dinlemeyenlere duyuracaksın? Üstelik, onlar akıllarını kullanmıyorlarsa!

Yunus 43

İçlerinden, sana bakan kimseler de vardır. Körleri (görüp düşünmeyenleri) doğru yola götürecek sen misin? Üstelik, basiretleriyle de görmüyorlarsa!

Yunus 44

Kesinlikle Allah hiçbir şeyle / şekilde insanlara zulmetmez! Ancak insanlar kendi kendilerine zulmediyorlar.

Yunus 45

Onları bir araya topladığı gün sanki onlar sadece, görüşüp tanıştıkları gündüzün bir saati kadar kalmış gibiler! Hüsrana uğramışlardır; Allah’ın huzuruna çıkmayı yalanlayan kimseler! Çünkü onlar, doğru yola gelmemişlerdi.

Yunus 46

Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, seni vefat ettirsek de sonunda onların dönüşü huzurumuzadır. Sonra Allah onların yaptıklarına şahittir.

Yunus 47

HER toplumun bir rasûlü / elçisi vardır. Elçiler / rasûlleri geldiği zaman aralarında adaletle hüküm verilir. Ve onlara hiç zulmedilmez.

Yunus 48

Diyorlar ki: “Eğer doğru söylüyor iseniz bu söz ne zamandır?”

Yunus 49

De ki: “Ben kendime bile zarar veya fayda veremem. Ancak, Allah’ın dilemesine/izin vermesine bağlıdır. Her ümmetin (hak ettiği) bir sonu/eceli vardır. Ecelleri/sonları gelince, artık ne bir saat geriye alınabilirler ve ne de öne alınabilirler!”

Yunus 50

De ki: “Düşündünüz mü hiç? Eğer O’nun azabı; size, geceleyin veya gündüzün geliverirse!..” Suçlu günahkarlar bunu ne diye acele istiyorlar ki?