Senden önce kendilerine elçilerimizi[1] / kitaplarımızı gönderdiğimiz kişilere[2] sor bakalım: “Biz Rahman’ın yanında ibadet edilecek başka ilâhlar[3] kılmış mıyız?”[4]
______________________
[1] Ayette “elçiler” diye anlam verdiğimiz kelime resul’ün çoğulu olan rusül = (رسل)’dür. Arap dilinde resul, hem birine gönderilen söz hem de o sözü ileten elçi anlamındadır (Müfredat). Allah’ın elçilerinin ilettikleri sözler, onlara verdiği kitaplardır. Muhammed aleyhisselam ve müslümanlar, Allah’ın daha önce gönderdiği elçilere birşey soramayacakları için aracı ilahların olamayacağını ancak onların getirdikleri kitaplardan öğrenebilirler.
[2] Veya: “Senden önce elçilerimizle birlikte gönderdiklerimize / kitaplara bak ve bunu kendi kendine de sor/sorgula/düşün/araştır! Veyahutta evvelki elçilerin yolundan gittiğini söyleyenlere de sorabilirsin. Bkz. Nahl 43. ayet ve dipnotu.
[3] İlah, kulluk edilen varlıktır. Tek ilah Allah’tır. Din adamlarının birçoğu, ayetlerde anlam kayması yaparak Allah’ın nebilerinin sözlerini, Allah’ın kitabına uyup uymadığına bakmaksızın, Allah’ın sözü gibi sayıp nebileri ilahlaştırmışlardır. İbadet, kayıtsız şartsız boyun eğmektir. Bu ayete göre Allah, kendi dışında hiçbir şeye kayıtsız şartsız boyun eğilmesini kabul etmemiştir (Enfal 8/67-68, Ahzab 33/36-37). Resule itaat emri de buna istisna teşkil etmez çünkü Allah’ın resulü, onun sözlerini olduğu gibi ileten elçidir (Nisa 4/80, Nur 24/54).
[4] İsra 17/42, Enbiya 21/22, Mü’minun 23/91, Muhammed 47/19.