VE kendi evinde olan o gence kendisini sunduğunda, bütün kapıları kapatıp: “Ben senin için hazırım!” dedi. (Yusuf ise): “Allah’a sığınırım! Benim Rabbim (olan Allah) beni en güzel şekilde yetiştirdi. Şüphesiz ki, zalimler / hainler asla iflah (başarılı) olamazlar” dedi.
______________________
[*] 23-24. ayetlerin dipnotudur: Bu iki ayet çok önemlidir. Çünkü seçilmiş bir Nebi’ye; “Kadın ona karşı arzu doluydu; o (Yusuf) da kadını arzulamıştı” şeklinde (verilen bir manâ) itham/anlamlandırma, vahyin tarihi sürecini, Nebilerin tek bir kaynaktan beslendiğini, o kaynağın asla ‘çelişkiye düşmeyeceğini’ unutarak böyle bir ithamda bulunmak veya anlamlandırmak, akıl ve idraklerin reddettiği bâtıl sözlerdir. Bu anlayışı yakalamamda bana ışık tutan, geçmiş tefsir alimlerimizin çok kıymetli görüşlerini de sizlerle paylaşmaktan büyük haz duyacağım.
-// Ebu HAYYAN şöyle der: “Bazı kimseler fasıklardan birine dahi nispet edilmesi uygun olmayan bir davranışı Yusuf’a nispet etmişlerdir. Benim kanaatime göre, Yusuf (as) kesinlikle bu işe niyet bile etmemiştir. Bilakis, delili görme olayının varlığı, böyle bir niyetin olmadığını ifade eder. //- Burada, Ebu Hayyan’a: “Oradaki ‘kesin delil’den maksat, Allah’ın zina konusundaki ‘genel yasası’nın Yusuf as. tarafından yakinen biliniyor olduğu” görüşümle, destek veriyor olduğumu ifade etmeliyim.
-// Ebu’s-SUUD ise şöyle der: Yusuf’un o kadına yaklaşma niyeti insanın yaratılışı gereği ona tabii bir meyil manâsınadır. Yoksa Yusuf, serbest iradesiyle kadına yaklaşmaya niyet etmiş değildir. Onun daha önce geçen, bu işe karşı tam bir isteksizliğini ve nefretini gösteren ve; hainlerin/zalimlerin iflah olamayacağına dair hükmünü ifade eden Allah’a sığınmasına baksanıza! Onun bu ifadesi, böyle bir niyet etmesinin mümkün olmadığını gösteren sağlam bir kayıttan başka bir şey değildir //-
-// es-SABUNİ ise: Allah’ın ona lütfettiği “iffet” ve “ismet (korunmuşluk)” vasfı gereğince, bu işi Yusuf’tan uzak tuttuğunu gösterir. Çünkü o, Allah’ın kendisine itaata tahsis ettiği, vahyi ve risâleti için seçtiği kimselerdendir. Dolayısıyla, şeytanın onları aldatması mümkün değildir. //- (Safvetu’t-Tefasir/Tefsirlerin Özü. Muhammed Ali ES-SABUNİ, Ensar Neşriyat, Cilt: 3, Sh. 155. İstanbul, 1990). Her şeyin ‘En Doğrusunu Bilen’ yalnızca Allah’tır!
Şu ayeti de unutmamanızı öneririm: Şeytandan kötü bir düşünce dürtüklerse hemen hatırlarlar. Meyil olabilir ancak müminler hemen ayetleri hatırlayarak, tövbe istiğfar ederek Rabbe yönelirler. Bunu en açık şekilde Yusuf as. örneğinde görmekteyiz.