Ankebut 45

(LEVH-İ MAHFUZDAKİ) Ana Kitap’tan sana vahyedileni bağlantılarıyla (bağlantılı ayetlerle) birlikte oku[1] / okuduğumuzu takip ederek tekrar et / üzerinde enine boyuna analiz ederek iyice düşün! Ve namazı (ayetlerin anlamını düşünerek huşû ile) kıl.[2] Gerçekten (okunan ayetlerin manâsını anlayarak / düşünerek kılınan) namaz (Dinin bütünü / temel dayanağı olan Kur’an ayetleri); utanç verici davranışlardan[3] ve uygunsuz işlerden alıkoyar! Elbette ki; Allah’ı (Kur’an okuyarak / Namaz kılarak / Namaz’da Kur’an okuyarak) anmak / (ayetler üzerinde) düşünmek, işte bu en büyük ibadettir / mutluluktur! Allah durumunuzu çok iyi biliyor.[4]

_____________________
Salât / Namaz hakkında: Bu salât kavramı Kur’an’da geçtiği yere göre farklı anlamlar kazanır. Bilinen şekliyle ibadet olarak geçen yerlerde ve özellikle bu ayette verilen şu cümleden yola çıkarak:

15 velezikru elbette anmak وَلَذِكْرُ
16 llahi Allah’ı اللَّهِ
17 ekberu en büyük[ibadet]tir أَكْبَرُ

ZİKİR kavramını doğru anlarsak müthiş bir kavrayış elde etmiş oluruz, şöyle ki: Gün içerisinde her vakit Allah’ı zikretmek, anmak, hatırda tutmak en güzel amellerdendir; ancak günün belirli saatlerinde bunu fiili ibadet olarak gösterdiğimizde şunu demiş oluruz: Rabbimiz SEN hep ve her daim aklımdasın, hatırımdasın, SENİ asla unutmam mümkün değildir; inanıyorum ki, ben de SENİN hatırındayım, beni SEN de hatırlar ve hep bana destek vererek, yardım ederek yanımdasın, bu anlamda imanım sonsuz deriz adeta! Yüce Rabbimizi unutmadığımızı, her daim aklımızda oluşunu günde 5 Vakit Salâtımızı / Namazımızı ikâme / edâ ederek te göstermiş oluruz (EL-HAMD).

[1] Kehf 18/27, Neml 27/92. Tilâvet, birden çok şeyin, aralarına kendi cinslerinden olmayan bir şey karışmayacak şekilde peş peşe sıralanmasıdır (Müfredât). Gerektiği gibi tilavet ise kitabı doğru anlamak için birbiri ile bağlantılı ayetleri birlikte okumaktır. Hem Kur’an hem de önceki kitaplar için “tilavet” kelimesinin kullanılması, yalnızca Kur’an’ın değil, önceki kitapların da bu metoda göre okunması gerektiğini gösterir. Bu metoda göre okuma yapan Ehlikitap, gelecek son kitaba inanma yükümlülüğünü kendi elindeki kitapta bulur ve bu nedenle Kur’an’a iman eder.

[2] Bakara 2/238, Hud 11/114, İsra 17/78, Müminun 23/9, Mearic 70/2223.

[3] ‘Utanç verici / sonu pişmanlık olan şeylerden’ diye tercüme ettiğimiz kelime fahşa’dır. Fahşa ile fahişe kelimelerinin ikisi de mastardır ve aynı anlamdadır (Araf 7/28). Mastar olduğu için çoğul anlamı da verilebilir. Bu ayette kelimeye çoğul anlamı vermemiz, Necm 53/32’den dolayıdır.

[4] Parantez içinde verdiğimiz bu vb. açıklamalar, bugün Ülkemiz ve Global Dünya Dil mensubu insanları düşünerek, onların daha kolay anlamalarına katkı sağlamak için verilmiştir. Yoksa Kur’an-ı Kerim; Muhammed Rasûlullah as. ‘a bilindiği üzere Kavminin konuştuğu Dil olan Arapça vahyedilmiştir / indirilmiştir.


Bağlantılı Ayetler: 11/87 18/27 18/30 11/114 2/77



« | Ankebut 45 | »


Ayetin Kelime Karşılıkları

#KelimeAnlamKök
1atluokuاتْلُ
2maşeyiمَا
3uhiyevahyedileniأُوحِيَ
4ileykesanaإِلَيْكَ
5mine-tanمِنَ
6l-kitabikitap-الْكِتَابِ
7ve ekimive ayağa kaldırوَأَقِمِ
8s-salatesalatıالصَّلَاةَ
9inneelbetteإِنَّ
10s-salatesalatالصَّلَاةَ
11tenhamen'ederتَنْهَىٰ
12ani-denعَنِ
13l-fehşa'iiğrenç şeyler-الْفَحْشَاءِ
14velmunkerive kötülükler(den)وَالْمُنْكَرِ
15velezikruelbette anmakوَلَذِكْرُ
16llahiAllah'ıاللَّهِ
17ekberuen büyük(ibadet)tirأَكْبَرُ
18vallahuve Allahوَاللَّهُ
19yea'lemubilirيَعْلَمُ
20maneمَا
21tesneuneyapıyorsunuzتَصْنَعُونَ