Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
(Rahman sıfatıyla bütün İnsanlara merhametiyle muamele eden ve Rahim sıfatıyla da bütün Müslümanlara rahmetiyle davranıp lütfu geniş olan Allah ın adıyla)

Hac 1

EY İNSANLAR! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Şüphesiz kıyametin sarsıntısı çok büyük bir şeydir.

Hac 2

Onu gören her emzikli kadın, emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş (gibi aklı başlarından gitmiş birinin davrandığı gibi davrandıklarını) görürsün, halbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.

Hac 3

İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı halde; Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer.

Hac 4

Şeytan hakkında (Sicil dosyasına); “Her kim onu dost edinirse mutlaka o kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına sürükler” diye yazılmıştır.

Hac 5

EY İNSANLAR! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz Biz sizi topraktan, sonra az bir sudan/nutfeden/spermadan, sonra bir “alaka/embrio”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz, bir çiğnemlik et parçası olan ceninden yarattık ki, size (kudretimizi) apaçık anlatalım/gösterelim. Dilediğimizi, belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir bebek/çocuk olarak çıkarıyor, sonra da tam gücünüze (erginlik çağınıza) ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden (çocukken) ölenler (de) olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına (ihtiyarlığa) ulaştırılır ki, bilirken (çocuk gibi) hiçbir şey bilmez hale gelir. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine, yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.

Hac 6

Bu böyle! Çünkü Allah hakkın/gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz O ölüleri diriltir ve O herşeye hakkıyla kâdirdir/tam hakimdir.

Hac 7

Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah, kabirdeki kimseleri diriltecektir.

Hac 8

İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah hakkında tartışır; ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan!..

Hac 9

Kibirlenerek insanları Allah’ın yolundan saptırmaya çalışır. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız.

Hac 10

(Ona ey insan); “İşte bu, kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah kesinlikle kullara zulmedici değildir” (denir.)

Hac 11

İNSANLARDAN öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. Şâyet başına bir kötülük gelirse, gerisin geri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de! İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir.

Hac 12

O, Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.

Hac 13

Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır!

Hac 14

ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH; iman edip iyi işler yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah dilediğini (adaletle) yapar.

Hac 15

Her kim Allah’ın kendisine dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini sanıyorsa; herşeyden ümidini kesip göğe (Allah’a) elini açıp yakararak, bir çare arasın sonra mümkünse gelecek yardımı kessin. Başvurduğu (bu yöntem) öfkelendiği şeyi giderebilecek mi?

Hac 16

Böylece Biz Kur’an’ı apaçık âyetler hâlinde indirdik / aktardık / anlattık. Şüphesiz Allah dileyeni / yola gelmek isteyip bu uğurda çalışanı / araştırma yapanı doğru yola iletir.

Hac 17

Şüphesiz Müminler (Allah’a iman eden / mümin olanlar / inananlar), Yahudi mezhebi mensupları, Sabiler,[1] Hristiyan mezhebi mensupları, Mecûsiler ve Allah’a ortak koşanlar / müşrikler / şirk koşarak inananlar var ya Allah kıyâmet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah her şeye şahittir.

_____________________
[1] Sâbiîler (Arapça: ٱلصَّابِئَة ٱلْمَنْدَائِيُّون, romanize: aṣ-Ṣābiʾah al-Mandāʾiyūn) güney Mezopotamya ovasına özgü etno-dinsel bir gruptur ve tek tanrılı Gnostik bir din olan Sâbiîliğin takipçileridir. Muhtemelen antik çağlardan kalan son Gnostik gruplardan biri ve vaftizi ilk uygulayanlardandır. Sâbiîler, bugün günlük Irak Arapçası ve Modern Farsça konuşuyor olmalarına rağmen, geçmişte Aramice’den gelişen bir Sami dili Sâbiîce’yi anadili olarak kullanmaktaydı. Sâbiîce esas olarak ayin dili olarak korunmuştur. 2003 Irak Savaşı’ndan sonra 60.000-70.000 kişilik Iraklı Sâbiî topluluk dünyaya dağıldı; topluluğun çoğu komşu İran, Suriye ve Ürdün’e taşındı veya Orta Doğu’nun ötesinde diaspora toplulukları oluşturdu. İran Sâbiîleri ise dinsel zulümlerin bir sonucu olarak sayıca azalmaktadır.[*]

YAHUDİLİK ~ Musa as.’ın arkasından gidenlerin dini değil, gitmeyenlerin dinidir.

HRİSTİYANLIK ~ İsa as.’ın arkasından gidenlerin dini değil, gitmeyenlerin dinidir.

SÜNNİLİK-ŞİİLİK ~ Muhammed as.’ın arkasından gidenlerin inancı değil, İslam adına sonraları oluşturulan bir inançtır. Allah’a ve Rasûlüne rağmen oluşturulmuş ve gerçekte onların DİNİ / YAŞAM BİÇİMİ olmuştur.

[*] Kaynakça;
1) “Bell, Matthew”. 30 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2021.

2) Iraqi minority group needs U.S. attention 22 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Kai Thaler,Yale Daily News, March 9, 2007.

3) “Arşivlenmiş kopya”. 17 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2021.

4) “Arşivlenmiş kopya”. 17 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2021.

Hac 18

GÖRMEDİN mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar; güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmekte/boyun eğmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi alçaltırsa, ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz, Allah dilediğini (adaletle) yapar.

Hac 19

İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür.

Hac 20

Onunla karınlarının içindekiler ve derileri eritilir.

Hac 21

Onlar için bir de demirden topuzlar vardır.

Hac 22

Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara; “Tadın yangın azabını” denilir.

Hac 23

ŞÜPHESİZ Allah, iman edip faydalı bir işi en iyi şekilde yapanları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise ipektir.

Hac 24

Onlar hem sözün hoş olanına ulaşmışlar, hem de övgüye lâyık olan Allah’ın, vasiyet ettiği/emrettiği şekilde yaşamışlardır.

Hac 25

ŞÜPHESİZ inkâr edenler ve Allah’ın yolundan, yerli ve dışarıdan gelen bütün insanlar için, ibadet yeri olarak eşit kıldığımız, Mescid-i Haram’dan alıkoyanlar (azabı hak etmişlerdir.) Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse Biz ona çok acıklı bir azaptan tattıracağız.

Hac 26

HANİ Biz İbrahim’e Kâbe’nin yerini; “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için yapılan Evi tertemiz tut” diye belirtmiştik.

Hac 27

İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.

Hac 28

Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği, (kesimlik En’am; koyun, keçi, sığır ve deve gibi) hayvanlar üzerine bilinen[1] günlerde (Hac zamanı / günlerinde Kâbe’yi ziyaret için gelenlere ziyafet vermek için onları keserken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.

______________________
[1] Aşağıda dikkat edilirse “mea’lumatin” kelimesi geçmektedir. Bu ne anlama gelir, Türkçemizde de kullanılır MALÛM denilince herkes tarafından bilinen bir zaman dilimidir! O da ta Adem as.’dan Muhammed as.’a kadar yapılabilen KURBAN KESME İBADETİ Hac zamanı malûm / bilinen bir günlerde kesin emri vardır. Bu emir Hac 38’e bakıldığında dikkat edilirse TOPLUMSAL BİR İBADET biçimidir, Kurban Kesme ibadeti… Yani NAMAZ gibi bireysel ibadetten değildir. Herkes üzerine farzdır Namaz. Kurban meselesi ise imkânı olan keser, imkânı olmayan kesmez. Muhammed as. kendisi Kurban kestiğinde kendisi ve ümmeti adına TEK BİR KURBAN kesmiştir. Bu şu demektir, kesemeyenler için de kesmiştir. İmkânı olan Hac Zamanı hacca gelen insanlar dışında dileyen herkes bulundukları ülkelerde de kesebilir, yani fert / birey olarak?!

7 fi فِي
8 eyyamin günlerde أَيَّامٍ
9 mea’lumatin belirli مَعْلُومَاتٍ

Hac 29

Aynı zamanda bunlar; Arafat vakfesini, Müzdelife vakfesine yerine getirsinler ve Beyt-i Atik’i (Allah’a ibadet için yapılan Kâbe’yi) tavaf etsinler.

Hac 30

BU BÖYLE! Kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında, bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının.

Hac 31

Doğrudan / direkt / aracısız Allah’a yönelen, O’na ortak koşmayan (aracı edinmeyen) kimseler (olun). Kim Allah’a ortak koşarsa (aracı edinirse), sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir.

Hac 32

Şirk koşanın durumu işte böyle! Her kim de Allah’ın nişânelerine / simgelerine saygı gösterirse; bilsin ki, bu kalplerin takvasındandır / Allah’a olan saygısındandır!

Hac 33

Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kesilmek üzere varacakları yer[1] Beyt-i Atik (Allah’a ibadet için yapılan Kâbe)’dir.

______________________
[1] Hacının yanında getirdiği kurbanlığa “hedy” denir (Maide 5/2). Kesim zamanına kadar bunların sütünden ve yününden yararlanılabilir. Ayette geçen “mahill” kesim vakti veya kesim yeri demektir. Hedyin kesim yeri harem bölgesi, kesim vakti de kurban bayramı günleridir (Hac 22/28).

Hac 34

HER ümmet / toplum için (Hac’da kesilen Kurban dışında, Hacca gidemeyenler de); Allah’ın kendilerine rızık olarak yarattığı en’am cinsi hayvanlar[1] üzerine O’nun adını anarak (kurbanlarını) kessinler, diye geçerli bir kurban kesme zamanı (Hac Ayı’nda / Kurban Kesme Günleri) belirledik.[2] İşte sizin ilahınız Tek Bir İlah’tır. (Kâinatta var olan herşeyi yaratan, koruyan tek ve yüce varlık Allah’tır sizin İlahınız!) Şu halde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele![3]

______________________
[1] En’am cinsi hayvanlar; koyun, keçi, sığır ve devedir (En’am 6/142-144).

[2] Mensek: Kurban kesme yeri, kurban kesme zamanı ve kurban anlamlarına gelir. Burada kurban ve kurban kesme zamanı anlamları uygun düşmektedir. Bu surenin 28. ayetinde, kurbanın malûm günlerde kesilmesinin emredilmesi ve o günlerin hac yani kurban bayramı günleri olması, bütün ümmetlerde kurban kesme zamanının aynı olduğunu gösterir. İslâm’da KURBAN yoktur demek doğru bir anlayış değildir, diye düşünüyoruz. Kurban kesmek bize ve bizden önceki bütün toplumlara / ümmetlere de farzdır. Hac 28 ‘de Kurban, haccın bir parçasıdır. Ancak Hac 34 ile birlikte haccın dışında da farz olduğunu bu ayetten çıkarırız. En doğrusun Allah bilir.

[3] Hud 11/23.

Hac 35

Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetleri düşünüp sabreden, namaza devam eden ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, Allah’ın tavsiye ettiği şekilde harcayan kimselerdir.

Hac 36

BEDENCE gelişmiş / olgunlaşmış (kesime uygun) hayvanları da sizin için Allah’a kulluğun simgelerinden / nişânelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır / pek çok yarar vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (Hac zamanı / günlerinde Kâbe’yi ziyaret edenlere ziyafet vermek için onları keseceğiniz zaman) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.

Hac 37

Onların (kestiğiniz hayvanların) etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na ulaşacak olan, sizin takvanızdır / içten saygınızdır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı, Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele!

Hac 38

Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah; hiçbir haini, nankörü sevmez/savunmaz.

Hac 39

KENDİLERİNE savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihat için izin verildi. Şüphe yok ki, Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.

Hac 40

Onlar; haksız yere, sırf; “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı, yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan Manastırlar, Kiliseler, Havralar ve Mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah; kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah; çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

Hac 41

Onlar öyle kimselerdir ki; şâyet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı (zayi etmeden) gereği gibi kılar, zekatı verir, iyilikle emreder ve kötülüğün oluşumuna engel olurlar. Bütün işlerin âkıbeti/sonu Allah’a aittir.

Hac 42

(EY MUHAMMED!) Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce; Nuh, Âd ve Semûd kavimleri de (rasûllerini) yalanlamışlardı.

Hac 43

İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (yalanlamışlardı).

Hac 44

Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkârcılara mühlet verdim, sonra da onları (azabımla) yakalayıverdim. Beni inkâr etmek nasılmış, (gördüler).

Hac 45

Böylece zulüm yapan halkları helak ettik. Artık duvarları, çatılarının üzerine çökmüş/yıkılmış memleketler, nice kuyular, nice muhteşem sarayları kullanılmaz olmuştur!

Hac 46

Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki; düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.

Hac 47

Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla vadinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.

Hac 48

Zalim oldukları halde mühlet verdiğim, sonra da kendilerini azabımla yakaladığım, nice memleket halkları vardır. Dönüş yalnız Benim huzurumadır.

Hac 49

DE Kİ: “Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

Hac 50

Artık iman edip, faydalı bir işi en iyi şekilde yapanlar var ya, işte onlar için bir bağışlama, güzel bir nimet (cennet) vardır.