(Samirî) dedi ki: “Ben onların görmediklerini gördüm (ben bu dini herkesten çok iyi biliyorum veya Mısır’da bu işin, heykel yapmanın tekniğini öğrendim). Elçinin yoluna/izine (çok iyi bildiğim dinine; öğretilerine, eserine), önce sıkı sıkıya sarıldım ve sonra bıraktım (elçinin öğretilerini terkettim!) İşte, canım böyle istedi/durum bundan ibaret!”
Taha 96
Bağlantılı Ayetler: 7/104»7/156 - 19/51»19/53 - 23/45»23/49 - 25/35 - 26/10»26/48 - 28/30»28/35 - 37/116»37/122
« Taha 95 | Taha 96 | Taha 97 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | kale | dedi ki | قَالَ |
2 | besurtu | ben gördüm | بَصُرْتُ |
3 | bima | şeyleri | بِمَا |
4 | lem | لَمْ | |
5 | yebsuru | onların görmedikleri | يَبْصُرُوا |
6 | bihi | onda | بِهِ |
7 | fekabedtu | sonra aldım | فَقَبَضْتُ |
8 | kabdeten | bir avuç | قَبْضَةً |
9 | min | -nden | مِنْ |
10 | eseri | eseri- | أَثَرِ |
11 | r-rasuli | Elçinin | الرَّسُولِ |
12 | fenebeztuha | ve onu attım | فَنَبَذْتُهَا |
13 | ve kezalike | ve böyle (yapmayı) | وَكَذَٰلِكَ |
14 | sevvelet | hoş gösterdi | سَوَّلَتْ |
15 | li | bana | لِي |
16 | nefsi | nefsim | نَفْسِي |