Onlardan bir sözcü dedi ki: “Yusuf’u öldürmeyin, onu kuyunun gayabeti[1] / kuyunun dibine varmadan içinde oturulacak (duvar kenarında oyuk / içeriye doğru çıkıntılı bir) yere koyun da kervanlardan biri görsün ve bulup alsın, eğer yapacaksanız (böyle yapın?!)”
_____________________
[1] Gayabeti: Kelime kökü üç harftir, o da bildiğimiz bir kelimedir aslında: G-Y-B ~ غَيَابَتِ Gayb?! Gayb: Gizli, gizlenen şey demektir esas itibariyle. Genelde hemen hemen bütün Meallerde ‘kuyunun dibine atın’ olarak verilir. Bu mantıklı olmaz, Suyla dolu bir kuyuda Yusuf boğulabilir. Bu kelime ‘kuyunun dibine varmadan’ kenarda, örülmüş olan duvarın içe doğru bir çıkıntısı olarak vermeyi daha uygun bulduk, çünkü garabeti kelimesi detaylı incelendiğinde bu anlamı da içerir. Çünkü kelimenin aslı GAYB ‘dır, böyle olunca kuyunun dibine varmadan duvarda içeri doğru BİR OYUĞA gizleyin demektir, en doğrusunu Allah bilir.