Maide 5

Bugün size temiz ve güzel şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlarla ve daha önce kendilerine kitap verilen (Museviyim, İseviyim diyen Mümin) iffetli kadınlarla mehirlerini (evlilik hediyelerini) vermeniz kaydıyla evlenmek; zina etmemeleri ve gizli dost[*] tutmamaları şartıyla size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkâr ederse bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o ziyana uğrayanlardandır.

______________________
[*]  Bu konu çok önemli ve suistimâle açık olduğu için DİPNOTU biraz uzun tutmak durumunda kaldım, bilginize.

Müslümanım diyen insanlar olarak ister dört evlilik var deyin, ister yok deyin. İster dört evliliğe inanın, ister inanmayın/karşı olun hiç önemli değil?! Çünkü bugün ortada bir realite/gerçek var: İnananı da, inanmayanı da birden fazla kadını bir şekilde adeta bir odalık gibi kapatıyor. Bir ev tutuyor; kimi imam/dini nikah kıyıyor, kimi nikah olayı önemsemeden metres hayatı yaşıyor. Önemli olan bugünkü yasalarda bu duruma bir çözüm bulunması gerekiyor. Kimi imam/dini nikâhı suistimal ederek kadınların (evlilik ile edinilen miras) hukukunu elinden alıyor. Hele bir de çocuk ya da çocuklar dünyaya geliyorsa kadın hepten ortada kalıyor.

Allah Rasûlü Muhammed as. dünyada yaşıyorken sadece iki eş aldı hayatına. Biri daha 25 yaşında ve bekâr iken, dul olup 40 yaşında olan Hatice validemizdi. Diğeri, Hatice ra. vefat edince 20’li yaşlarda nikahına aldığı Aişe validemizdi (her ikisine de selâm olsun).

Zevc kelimesi cümlenin gelişine ve gidişine göre farklı anlamlar taşır. Sadece Hatice ve Ayşe’yi kasteden zevc kelimesi eş anlamında olup, bunun dışındaki kelimeler kadın veya erkek olsun; dost/arkadaş, gittiği yolda yoldaşlık eden, yardımcılar, hizmetli/hizmetleri gören görevli, kanatları/koruması altına alınanlar, devlet memuru, özel kalem müdürü, güvenlik görevlisi, temizlik görevlisi, haberleşme görevlisi, iletişim görevlisi ya da tercüman gibi anlamlar taşır. Bu görevliler vatandaş veya vatandaş olmayan insanlardan olduğu gibi, savaşlarda esir düşmüş insanlardan da seçilebilir.

Bu iki validemiz dışında; koruması/kanatları altına alıp nikâhladığı kadınların yetim çoluk çocuklarına sahip çıktı, geçimlerini ve eğitimlerini üstlendi ve o kadınlarla asla cinsi münasebette bulunmadı. Onların pek çoğu da yaşları çok ilerideydi. Kanatları altına aldığı her bir kadın, Nebi as.’a nikâh vesilesiyle en yakınlardan olduğu için, ellerinden ne iş geliyorsa Nebi’ye yardımcı oluyordu. Ki bu kadınlar arasında çok maharetli olanlar da vardı; bazıları eğitimli, bazıları birden fazla dil biliyordu ve bugün olduğu gibi bir Devlet Başkanı, diğer Ülke Devlet Başkanları ile görüşmeye gittiğinde nasıl ki bir Tercüman yanında götürüyor, Nebi as. ‘da nikâhlı olan kadınlardan birini yanına alıyordu, diye değerlendirin. Dolayısıyla pek çok nikâhlı/koruması altında olan kadınlar Devletin çeşitli kademelerinde yer almışlardı. Bir de böyle bakıp değerlendirin çok evlilik/eşlilik olayını?! Bu çok eşlilik meselesi sulh zamanında ortaya çıkmış bir zorunluluk değildi, biliyorsunuz. Savaş ortamlarında erkeklerin kaybı ile ortada kalan kadınlardı!

O dönemde geçmişten yani cahiliye döneminden kalma cariyelik ve kölelik te Kur’an/İslâm ile ortadan kaldırılmıştır. Savaş esirlerinden olan erkeklere KÖLE, kadınlara ise CARİYE deniliyordu. Esir kadınlara ve erkekler her türlü cinsel pislik uygulanıyordu, kişi onların sahibiyim diye onları insandan bile saymıyordu?! İşte İslâm onların özgürleşmesini sağlayarak onların hak ve hukuklarını tanıdı. O günün Müslümanları; hür kadınlarla evlenemeyenler daha daha doğrusu, savaşlarda esir alınan düşman kadınlardan İslâm’ı kabul edenlerle evlendirilerek onlara özgürlük tanıdı. Müslüman olmayan esir kadınlar da bu şekilde evlilikleri kabul ederek onlar da özgür kalıyorlardı. Olaya bir de bu yönden bakmakta fayda var.

Böyle bir giriş yaparak asıl söylemek istediğim konuya gelmek istiyorum. Allah’ın ‘gizli dost tutmama hükmü’ hem Müslüman kadın ve hem Müslüman erkek için geçerlidir. Kadınların, özellikle Mümin kadınların gizli dost tutmaları (en başta nesil emniyeti için gizlice buluşup birlikte yaşaması) söz konusu bile olamaz, apaçık zina hükmüne girer. Bugünkü yasalarda erkekler için bir boşluk var, özellikle erkekler gizli dost tutarak ve kendilerine ayrı bir ev açarak dilediği gibi yaşamaktadırlar.

İMAM NİKÂHI DİYE BİR ŞEY YOKTUR?!

İslâm Devletinde evlilikler İslam Devletinde bugünkü gibi Kurumsallaştırılmış Nikâh Daireleri, Evlendirme Memurluğu gibi kurumlar vardı. Bugünkü Medeni diye bilinen kanunlar İslâm Medeniyetinden esinlenmişlerdir. İslâm’ın dışında olan memleketlerde yaşayan Müslümanların nikâhlanmaları için uydurulmuş bir şeydir İmam/Hoca Nikâhı?! Bugün geçerli olan tek Nikâh; Resmi Nikâhtır, çünkü kadınları güvence altına alan ancak bu Nikâhtır?!

Onun için bugün yasadışı evlilikler/birliktelikler, Müslümanım diyen erkekler de işin kolayını imam nikâhı kıyarak bulmuşlardı?! Diyanet/Devlet bu olaya yasak getirdi. Ancak dini bilgisi olan birini bulup yine nikâh kıydırılıyor?! İster dindar, ister dindar olmayan erkeklerin bu durumlarına aşağıda bir çözüm önerisi sunuyorum Devlete?!

Yeni Anayasa hazırlıkları var biliyorsunuz. Kanun hükmünde bir kararname olarak ilgili mercie dosya halinde sundum, inşaallah kaale/dikkate alırlar?!

Bu konuda da kadınların güvence altına alınması zorunludur.

Nikâh kimdeyse o kadın mirastan yararlanıyor. İkinci, üçüncü, dördüncü vs. evlilik yapanlar Noter’den sözleşme yaparak kadınların bu Miras hakları güvence altına alınmalı. İllâ birden fazla evliliğe ihtiyaç duyanlar bugün asla serbest/bu anlamda özgür bırakılmamalı.

Durumu iyi olanlar, savaşlarda çocuklarıyla ortada kalmış, gerek kendi ülkesinde gerekse dünya ülkelerinde bir şekilde dul kalmış, ihtiyaç sahibi, eşinden ayrılmış, dul ve çocuklu kadınların geçimlerini üstlenmek üzere Noter’den nikâh kıyılabilmeli, yani; kadının hakları Noter’de şahitler huzurunda kayıt altına alınmalı, diye düşünüyorum.

Yani ilk eşi, kocasının böyle bir evlilik yaptığını bildiğinde muhtemelen bu duruma (böyle bir birlikteliğe) razı olabilir. Hani bugün bazı insanlar birden fazla çocuğa burs veriyor, okutuyor, bakımlarını, geçimlerini üstleniyor ya?! Bunun gibi; birden fazla çocuklu kadının ya da kadınların: Geçimlerini, o kadının çocuklarının eğitim de dahil birtakım ihtiyaçları karşılamak üzere kıyılan nikah ve yapılan evlilikler İLKK EŞİN bence destekleyeceği bir konu olabilir. Maalesef bugün ikinci, üçüncü kadın ile evlilik böylesine ulvi bir konu ile ilgili değil; cinsi münasebet konusu ağır basmakta. O kişiye (kadına) olan ilgisi zamanla zayıfladığında/bittiğinde hemen bir başkası aranmaktadır. Bu durumda kadınlar maalesef ortada kalmaktadır, zulme uğramaktadır.


Bağlantılı Ayetler: 2/221 18/10118/105 24/3



« | Maide 5 | »


Ayetin Kelime Karşılıkları

#KelimeAnlamKök
1el-yevmebugünالْيَوْمَ
2uhillehelal kılındıأُحِلَّ
3lekumusizeلَكُمُ
4t-tayyibatuiyi ve temiz şeylerالطَّيِّبَاتُ
5ve taaamuve yemeğiوَطَعَامُ
6ellezinekendilerineالَّذِينَ
7utuverilenlerinأُوتُوا
8l-kitabeKitapالْكِتَابَ
9hillunhelalحِلٌّ
10lekumsizeلَكُمْ
11ve taaamukumsizin yemeğiniz deوَطَعَامُكُمْ
12hillunhelaldirحِلٌّ
13lehumonlaraلَهُمْ
14velmuhsanatuve namuslu kadınlarوَالْمُحْصَنَاتُ
15mine-danمِنَ
16l-mu'minatiinanan kadınlar-الْمُؤْمِنَاتِ
17velmuhsanatuve namuslu kadınlarوَالْمُحْصَنَاتُ
18mineمِنَ
19ellezinekendilerineالَّذِينَ
20utuverilenlerdenأُوتُوا
21l-kitabeKitapالْكِتَابَ
22minمِنْ
23kablikumsizden önceقَبْلِكُمْ
24izazamanإِذَا
25ateytumuhunneverdiğinizاتَيْتُمُوهُنَّ
26ucurahunnemehirleriniأُجُورَهُنَّ
27muhsinineiffetli kişiler olarakمُحْصِنِينَ
28gayraغَيْرَ
29musafihinezinadan kaçınanمُسَافِحِينَ
30ve laوَلَا
31muttehizive tutmayanمُتَّخِذِي
32ehdaningizli dostأَخْدَانٍ
33ve menve kimوَمَنْ
34yekfurinkar ederseيَكْفُرْ
35bil-imaniimânıبِالْإِيمَانِ
36fekadmuhakkakفَقَدْ
37habitaboşa çıkmıştırحَبِطَ
38ameluhuonun ameliعَمَلُهُ
39ve huveve oوَهُوَ
40fiفِي
41l-ahiratiahiretteالْاخِرَةِ
42mineمِنَ
43l-hasirinekaybedenlerdendirالْخَاسِرِينَ