Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.

İnşikak 2

kendisine yaraşır şekilde Rabbine boyun eğdiğinde,

İnşikak 4

içinde olanları atıp da boşaldığında.

İnşikak 5

Ve yaraştığı üzere Rabbine boyun eğdiğinde!

İnşikak 6

EY İNSAN! Madem ki sen, Rabbinin katına varan yolda, çaba üstüne çaba göstermektesin, sonunda O’nun huzuruna ulaşacaksın.

İnşikak 7

Artık kimin sicili/dosyası/kitabı sağından verilirse,

İnşikak 9

ve sevinçli olarak ailesine / cennet ehli arasına dönecek!

İnşikak 10

Kimin de dosyası/sicili/kitabı ardından verilirse,

İnşikak 13

Çünkü o, (dünyada iken) çevresi içinde sevinçli idi.

İnşikak 14

Çünkü o (Bizim huzurumuza) hiç dönmeyeceğini sanmıştı!

İnşikak 15

Aksine hiç şüphesiz Rabbi onu görmekte idi.

İnşikak 18

ve dolunay şeklini aldığı zaman Ay’a ki;

İnşikak 19

siz tabakadan tabakaya (bir şeylere, vesilelere, araçlara) bineceksiniz[1] / hâlden hâle / bir durumdan diğer bir duruma geçeceksiniz.[2]

______________________
[1] Bu ayetin işaretinden iyi anlayış çıkabilir, çıkmasında da asla bir sorun olmaz, her iki anlayış ta doğru olabilir. Tabakadan tabakaya bineceksiniz ya da binerek geçeceksiniz: Dünyadan uzay alemine yolculuk yapacaksınız, olarak anlaşılabilir. İkinci anlayış ta bir insanın dünya hayatındaki yolculuğuna işaret ediyor olabilir.

[2] Bir diğer anlamı da: Tabakadan tabakaya, durumdan duruma, hâlden hâle yolculuk yapmayı, değişim ve dönüşüm geçirmeyi anlamak mümkündür. Bu anlama Hac Suresi 5. Ayeti delil olarak veribilir.

İnşikak 21

Kendilerine (anladıkları dilde) Kur’an okunduğu zaman, düşünüp / karar verip / secde[1] / itaat / tasdik etmiyorlar?

______________________
[1] Secde: İtaatin (yani boyun bükmenin yere kapanmayla) doruk noktası anlamlarını da içerir. Bundan dolayı: “Kur’an okunduğu zaman itaat etmiyorlar, yaşamlarına uygulamıyorlar, kabul etmiyorlar!” Ve hatta: “İşittik ve hemen itaat ettik demeleri lâzımken, itaat etmiyorlar…” gibi anlamlar da verilebilinir. Meselâ bir ayette: “Kur’an okunduğu zaman, susun ve onu dinleyin! Umulur ki, rahmet olunursunuz!” buyurulmaktadır. Birlikte düşünmekte fayda var… Demek ki buradan şu anlamı da çıkarabiliyoruz: İnananlar Kur’an okuduklarında veya bir başkası kendilerine okuduğunda hemen “işittik ve itaat ettik” diyerek, secde eder (yani kabul eder, kör ve sağır davranmaz ya da saldırıya geçmez); kâfirler ise, işitir ama isyân eder, karşı gelir/secde etmezler, anlamları da çıkmakta; Kur’an bütünlüğünde düşündüğümüzde / değerlendirdiğimizde.

Bir dipnot daha düşmeliyim: “Her toplum Allah’ın Kitabı Kur’an-ı Kerim’i kendi anladığı dilde okumalı, eğer yabancı bir dilde okursa Allah’a bilinçli bir seçde (iman) etmesi mümkün değildir, taklitten (yani atalar neye nasıl inanmışsa öyle inanmaktan) öte geçemez.”

İnşikak 23

Oysa Allah içlerinde sakladıkları şeyleri çok iyi biliyor.

İnşikak 25

Ancak iman edip de salih ameli / insana ve hayata katkı sağlayacak faydalı her işi en iyi şekilde yapanlar başka! Onlara