HANİ Nebî, Eşine (Ayşe’ye istihbari / devletin sırlarından olan bir bilgi ya da münafıkların listesi gibi çok önemli bir bilgi vermiş ve) aralarında gizli kalmak / sır olarak saklamak üzere (sözleşerek) bir söz söylemişti. Eşi (Ayşe) bu sırrı (Muhammed Nebi’nin) kanatları altında olup koruduğu / geçimlerini üstlendiği kadınlardan bir başkasına duyurunca (onlardan da bu bilgiyi / sırrı alan düşman casusları / elemanları patronlarına iletmiş ve) Allah da bunu açığa / ortaya çıkarmıştı. Nebi de sırrı ifşa eden eşine sözlerinin bir kısmını söylemiş, bir kısmını da (kendinde tutup) söylememişti. Bunu ona / eşine haber verince o; “Bunu sana kim bildirdi?” dedi. Nebi; “Bunu bana her şeyi hakkıyla bilen ve ve her şeyden hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi” dedi.
Tahrim 3
Bağlantılı Ayetler: 60/1 50/16 50/18 57/4
« Tahrim 2 | Tahrim 3 | Tahrim 4 »
Ayetin Kelime Karşılıkları
# | Kelime | Anlam | Kök |
1 | ve iz | ve hani | وَإِذْ |
2 | eserra | gizlice söylemişti | أَسَرَّ |
3 | n-nebiyyu | nebi | النَّبِيُّ |
4 | ila | إِلَىٰ | |
5 | bea'di | birine | بَعْضِ |
6 | ezvacihi | eşlerinden | أَزْوَاجِهِ |
7 | hadisen | bir söz | حَدِيثًا |
8 | fe lemma | ne zaman ki | فَلَمَّا |
9 | nebbeet | (eşi) haber verdi | نَبَّأَتْ |
10 | bihi | onu (sözü) | بِهِ |
11 | ve ezherahu | ve onu muttali kıldı | وَأَظْهَرَهُ |
12 | llahu | Allah | اللَّهُ |
13 | aleyhi | ona (peypambere) | عَلَيْهِ |
14 | arrafe | bildirmişti | عَرَّفَ |
15 | bea'dehu | onun bir kısmını | بَعْضَهُ |
16 | ve ea'rade | ve vazgeçmişti | وَأَعْرَضَ |
17 | an | -ndan da | عَنْ |
18 | bea'din | bir kısmı- | بَعْضٍ |
19 | felemma | ne zaman ki | فَلَمَّا |
20 | nebbeeha | eşine haber verince | نَبَّأَهَا |
21 | bihi | bunu | بِهِ |
22 | kalet | (eşi) dedi | قَالَتْ |
23 | men | kim? | مَنْ |
24 | enbeeke | sana söyledi | أَنْبَأَكَ |
25 | haza | bunu | هَٰذَا |
26 | kale | dedi ki | قَالَ |
27 | nebbeeniye | bana söyledi | نَبَّأَنِيَ |
28 | l-alimu | bilen | الْعَلِيمُ |
29 | l-habiru | haber alan | الْخَبِيرُ |