Onlar ne derse desin sen onlara katlan/yoluna devam et/sabırlı ol. Rabbin her şeyi güzel yaptı sen de ona karşılık ibadet[ine devam] et[1]; Gece saatlerinde[2]/güneş doğmadan önce (Akşam, Yatsı ve Sabah Namazını) ve gündüz saatlerinde[3]/güneş batmadan önce de (Öğle ve İkindi Namazlarını edâ ederek O’nu tesbih et!) Belki (böylece ey Muhammed ve ey Müminler) hoşnut kalarak mutlulardan (makamı yükseltilenlerden/övülenlerden) olursun![4]
______________________
[1] Güneşin doğmasından önce akşam, yatsı ve sabah namazları, batmasından önce de öğle ve ikindi namazları kılınır.
[2] Gece, 3 ana bölümden oluşur. Eşite yakın uzunlukta olan birinci ve üçüncü bölümü alacakaranlık, ikisinin arası ve en uzun bölümü, gecenin ortasıdır (Müzzemmil 73/20). Akşamın alaca karanlığı iki bölümden oluşur. Birinci bölümü akşam namazı, ikincisi yatsı namazı vaktidir. Sabahın alaca karanlığı da ikiye ayrılır, birinci bölümü fecr-i kazib yani seher ve sahur vakti, ikincisi de fecr-i sadık yani sabah namazı vaktidir. Yatsının sonundan sabah namazı vaktine kadar olan kısım teheccüd namazı vaktidir (İsra 17/79). O vakitte farz namaz kılınmaz.
[3] “Gündüzün bölümleri” anlamı verilen etraf’en-nehar (أطراف النهار) ifadesindeki etraf kelimesi çoğuldur. Arapçada çoğul en az üçü gösterdiğinden ayetin bu bölümü gündüz kılınacak nafile namazların en az üç vakitte olacağını gösterir. Bunlar kuşluk namazı ile öğle ve ikindinin sünnetleridir.
[4] Farz namazların vakitlerini gösteren iki ayet “Namazı kıl!” emriyle başlar (Hud 11/114, İsra 17/78). Farz ve nafile namazların vakitlerini birlikte ifade eden ayetlerde ise “tesbih et” ifadesi kullanılır (Rum 30/17–18, Kaf 50/39–40, Tur 52/48–49, İnsan 76/26). Türkçede tesbih etme fiili yalnızca belli sözlerin tekrar tekrar söylenmesi şeklinde anlaşıldığı için bu sözcük yerine “ibadet et” fiili kullanılmıştır.